Ali Şir Nevai
Ali Şir Nevai

Ali Şir Nevai

Ali Şir Nevai biografisi

Türk şairi, Alim ve devlet adamıdır. Ali Şir Nevai, Kaşgarlı Mahmut ’dan sonradan Türk diline hizmet eden en büyük Türk edebiyatçısıdır.

Ali Şir Nevai, 9 Şubat 1441 tarihinde Afganistan, Herat ’da doğmuştur. Babası Timur ’un meliklerinden Sultan Ebû Said ’in veziri Kiçkine Bahşi idi. Ali Şîr Nevâî ’nin birincil eğitimini babası verdi. Daha sonraki eğitimine Horasan ve Semerkant ’ta devam etti.

Sultan Hüseyin Baykara ile mektepte ders arkadaşıydet idaresine geçerse, diğerini unutmamak üzere aralarında sözleşmişlerdi. Ali Şir, bir müddet Horasan ’da, daha sonra da Semerkant ’ta tahsil ile meşgul oldu. bir hayli vakit sonradan, Hüseyin Baykara Herat ’ta tahta geçti. Verdiği sözü yerine getirmek için Ali Şir ’i arattırdı. Semerkant ’ta olduğunu öğrendi. Maveraünnehir meliki Ahmed Mirza ’ya yazarak Ali Şir ’in kendisine gönderilmesini istedi. Ali Şir, Sultan Ahmed ’in yardımıyla Herat ’a geldi. Hüseyin Baykara kadar yakın ilgi ile karşılanarak önce mühürdarlığa, sonra da vezirliğe tahsis edildi. Ali Şir, boş vakitlerini kitab okuma, tahlil ve araştırma yapmakla geçirdi. Bu sebepten çevresi alimler ve edipler cemiyeti haline gelmiş idi.

Nevai, Türkçeyi edebi dil olarak kullanmayan, Farsça yazan çağdaşlarına çatar. Çağdaşlarının Farsça’nın aleyhinde edebi dil olarak Türkçeyi yetkisiz görmelerini eleştirir; eğer emek verilirse Türkçenin de Farsça değin, hatta daha fazla anlatım inceliklerine sahip olduğunun görüleceğini belirtir. Bu görüşlerini Muhakemet’ül Lugateyn’de görürüz. Türk dili tarihinde Kaşgarlı Mahmud tarafından Bağdat’ta 1072 – 1074 yılları aralarında yazılan Türkçe – Arapça bir sözlük olan Divân-ı Lügat-it Türk‘ten sonradan ikinci önemli kitaptır.

Ali Şir Nevai, Hamse sahibi ilk Türk şairidir (hamse 5 mesneviden oluşur). Tezkire sahibidir(günümüz edebiyattaki biografi): “Mecalüs’ün Nefais”. Şehrengiz:Doğup büyüdüğü “Herat” kentinin doğal güzelliklerini anlatır.

1488 yılında Esterabad valisiyken yazdığı “Târîh-i Mülûk-i ‘Acem” (İran Memleketleri Tarihi) kitabını yazdı. Bu eserinde “Arjasp Binni Efrasiyab kim, Türk Padişahi erdi. Biçiminde Alp Er Tunga’dan laf eder. 1490 yılında Esterabad valiliğinden istifa etti.

Nevai’nin doğuda Hindistan’ı ve batıda Osmanlı imparatorluğuna dek olan alanda büyük bir etkisi olmuştur. Nevai bu vasıflarıyla sadece Türkistan ve Türk dilli devletlere değil bütün dünyaya, bütün insanlığa ibret olacak bir şahsiyettir.

Hayrat ve iyilikleri de çok olup, bir çok medreseler ve binalar yaptırmıştır. Büyük bir kütüphanesi olup, bu kütüphaneden pek fazla birey istifade etmiştir.

Ali Şir Nevai ’nin dördü Türkçe, biri Farsça edinmek üzere beş divanı vardır. Türkçe divanlarının genel adı Hazain-ül-Maani ’dir. Türkçe divanlar, sırasıyla; 1) Garaib-üs-Sıgar: Çocukluğunda yazmış olduğu şiirlerden meydana gelmiştir. 2) Nevadir-üş-Şebab: Gençliğinde yazdığı şiirleri ihtiva etmektedir. 3) Bedayi-ül-Vasat: Olgunluk devresine ait şiirleri bu eserde toplamıştır. 4) Fevaid-ül-Kiber: Yaşlılığında söylemiş olduğu şiirlere ayrılmıştır.

Ali Şir Nevai ’nin diğer eserleri şunlardır: 1) Şaşkınlık-ül-Ebrar: İslam ahlakı, tasavvuf, iman, adalet, doğruluk, ilim, cehalet, yiğitlik, edeb gibi konular üstüne yazılmış, manzum makale ve hikayelerden müteşekkil bir mesnevidir. 2) Ferhad ve Şirin. 3) Leyla ve Mecnun: Nevai ’nin üçüncü mesnevisidir. Bu mesnevi, Nizami ’nin ve Hüsrev-i Dehlevi ’nin izinde yazılmış olmakla beraber, olayların psikolojisi, tasviri ve srijinal, ulusal ve mahalli bir eser görünüşündedir. Hikayede kişilerin ve olayların tasviri, kelimelerle yapılan bir tablo halinde, az kalsın Orta Asya hayatını ortaya sermektedir. 4) Seb ’a-i Seyyare: Bu mesnevi, meşhur Sasani Hükümdarı Behram-ı Gur ’un hikayesidir. Daha çocukken babası göre Medain ’den çıkarılan ve babasının ölümünden sonradan çıkan taht kavgaları aralarında, bir ordu ile Medain ’e gelerek hükümdar olan Behram-ı Gur ’un yaptığı savaşlar, av maceraları bu mesnevinin mevzuunu teşkil etmektedir. 5) Sedd-i İskenderi: Bu mesnevi, Zülkarneyn aleyhisselamın hayatını, fetihlerini, kahramanlıklarını ve adaletini anlatan bir İskendernamedir. Beş mesnevisinden meydana gelen Hamse ’si ile Türk edebiyatında birincil hamse yazan da Ali Şir Nevai ’dir. 6) Lisan-üt-Tayr: Büyük bilgin Feridüddin-i Attar ’ın Mantık-ut-Tayr ’ına nazire olarak yazılı, 3500 beytten meydana gelen tasavvufi bir eserdir. 7) Muhakemet-ül-Lügateyn, 8) Mecalis-ün-Nefais: Bu eser, Türk edebiyatında ilk kere Ali Şir Nevai kadar yazılan bir şairler tezkeresidir ve öyle çok şair göre misal alınmıştır. 9) Mizan-ül-Evzan: Türkçe olup, bu eserde, Orta Asya Türk nazım şekilleri hakkında bilgiler ve örnekler verilmektedir. 10) Nesaim-ül-Mehabbe: Orta Asya ’da yaşayan velilerin hayat ve menkıbelerini anlatan bir Tezkiret-ül-Evliya ’dır. Tasavvufun Türkler aralarında nasıl karşılandığı, büyük velilerin Türklerden nasıl saygı ve sevgi gördüğü, Türk tasavvufu hakkında bilgiler veren bu eserde, özellikle halk psikolojisi bakımından önemli çizgiler vardır. 11) Nazm-ül-Cevahir (Türkçe), 12) Hamset-ül-Mütehayyirin, 13) Tuhfet-ül-Müluk (Farisi), 14) Münşeat (Türkçe), 15) Sirac-ül-Müslimin, 16) Tarih-ül-Enbiya (Türkçe), 17) Mahbub-ül-Kulub fil-Ahlak, 18) Seyf-ül-Hadi ve Rekabet-ül-Münadi.

Horosan ’da açtığı sanat çığırı, bütün Türk dünyasında yayılmış, eserleri Anadolu, Rumeli, Kırım, Azerbaycan, İran, Irak ve Hindistan Türkleri arasında yüzyıllar her tarafında hayranlıkla okunmuştur.

Ali Şir Nevai, 3 Ocak 1501taritırdığı türbeye gömüldü.

Kitapları :
– Hazâinü ’l Maânî
– Garâibü ’s-Sağîr
– Nevâdirü ’ş Şebâb
– Bedâyiü ’l-Vasat
– Fevâidü ’l-Kiber
– Hayretü ’l-Ebrâr
– Ferhat ve Şirin
– Leyla ve Mecnun
– Seb ’a-i Seyyârem
– Sedd-i İskender
– Lisânü ’t-Tayr
– Muhâkemetü ’l-Lügateyn
– Mecâlisü ’n-Nefâis
– Mîzânü ’l-Evzân
– Nesâimü ’l-Mehabbe
– Nazmü ’l-Cevâhir
– Hamsetü ’l-Mütehayyirîn
– Tühfetü ’lMülûk
– Münşeât
– Sirâcü ’l-Müslimîn
– Tarihu ’l-Enbiyâ
– Mahbûbü ’l-Kulûb fi ’l-Ahlâk
– Seyfü ’l-Hâdî
– Rekâbet-ü ’l-Münâdî