Ahmet Vefik Paşa biografisi
Türkçülük akımının hazırlayıcısı ve öncülerindendir. Bursa valiliği esnasında bugün kendi adıyla anılan bir tiyatro yaptırdı.
Ahmet Vefik Paşa, 19 Ekim 1813 tarihinde İstanbul ’da doğmuştur. Hariciye Nezareti memurlarından Mehmet Ruhittin Efendi’nin oğludur. Dedesi Yahya Naci Efendi, Müslüman Osmanlı memurlara yabancı dil öğretmek için kurulan ve devletin yıkılışına dek varlığını sürdüren Tercüme Odası ’nın birincil müslüman çevirmenidir. Babası da Fransızca bilirdi ve tercümanlık yapmış, Tercüme Odası ’nda çalışmış bir kişiydi. Türk edebiyatının büyük şairlerinden Abdülhak Hamid Tarhan ’ın babası Hayrullah Efendi ile de kardeş çocuğu olan Ahmet Vefik Paşa ’nın yetiştiği aile çevresi onu dil öğrenmeye, çevirmenlik yapmaya yöneltmiştir.
İstanbul ’da başladığı eğitimini 1831 yılında babasının görevi nedeniyle gittiği Paris ’te dönemin gözde okullarından Saint Louis Le Grand Lisesi ’nde tamamladı. Babası, Paris ’e elçi olarak atanan Koca Mustafa Reşid Paşa ’nın tercümanlığını yapmaktaydı. Kendisi de Paris ’te bulunduğu süre içinde Fransızca ’yı anadili gibi öğrendi. Fransızca ’nın yanı sıra İtalyanca, Yunanca ve Latince de öğrendi. Saint Louis Le Grand Lisesi ’nde okurken tiyatro yazarı Alexandre Dumas (oğul) ile arkadaş oldu.
1837 yılında istanbul ’a döndü. Çeviri odasına alındı. 1840 ’da elçilik katibi göreviyle Londra ’ya gitti ve İngilizceyi de orada öğrendi.
İki yıl sonra Sırbistan, İzmir, Eflak ve Boğdan ’da geçici ve özel görevler aldı. bu vesileyle İstanbul ’a döndükçe aşaması yükseltilerek Tercüme Odası ’na atandı.
Kısa bir vakit pasaport dairesinde müdürlük yaptı. Sonra uyrukluk işlerini çözmek ve sonuçlandırmak için İzmir ’e gönderildi. 1845 yılında İzmir ’den dönünce görevi yükseltilerek “Tercüme Odası Mümeyyiz ’i”, 1847 ’de “mütercim-i evvel” (başçevirmen) oldu. 1847 ’de devletin birincil resmi salnamesinin hazırlanması işi kendisine verildi
Ahmet Vefik Paşa, Türkçülük hareketinin öncülerindendir İki kere Maarif Nazırlığı (Eğitim Bakanı) yaptı; ilk Osmanlı Meclis-i Mebusan‘ında İstanbul vekili olarak yer aldı ve başkanlığı üstlendi; 4 Şubat 1878 – 18 Nisan 1878 ve 1 Aralık 1882 -3 Aralık 1882 tarihleri arasında iki defa Başvekillik (Sadrazamlık, Başbakanlık) görevine getirildi.
1849 yılında mütercim-i evvel rütbesinin yanı sıra başmümeyyizlik rütbesini aldı. Benzer yıl Reşit Paşa kadar kendisine Aydınlatılmış ’da bir çiftlik armağan edilen meşhur Fransız şair Alphonse de Lamartine ’in rehberliği ile görevlendirildi, onunla bir buçuk ay geçirdi.
1851 yılında pek fazla konudaki derin bilgisi sebebiyle, diğer devlete ait görevlerinin yanı sıra, yeni kurulan Encümen-i Daniş adlı bilim kuruluna üye seçildi ve bu üyeliğin gerektirdiği çalışmaların içinde yer aldı. Bu görevinin anında arkasından aynı sene 1851 yılında Tahran ’a elçi olarak atandı ve dört yıl bu görevi sürdürdü. Tahran ’da elçilik binasını Osmanlı Devleti toprağı olarak ilan edip bayrak çektiren Ahmet Vefik Paşa, elçilik binalarına bayrak asma adetini getiren kişi oldu.
Ahmet Vefik Paşa, bütün gittiği tanıdık olmayan yerlerin dili ve kültürlerini öğrendiği gibi İran ’da Fars dilini ve İran tarihinin kökenlerini öğrendi; bu ülkenin edebiyat, felsefe ve din konuları ile de yakından ilgilendi. Tahran ’da doğu dillerini incelemesi ve dillerin tarihsel gelişimine kafa yorması onu Osmanlıca ’nın Farsça ve Arapça ’nın etkisinden kurtarılması düşüncesine sevketti. Türkçü bir tutum geliştirdi.
Küçük yaşlardan beri kendisini koruyan Koca Mustafa Reşid Paşa ’nın I. Abdülmecit ’e sadrazam olması ile kayda değer görevlere getirilen Ahmet Vefik Paşa, 1855 yılında “Meclis-i Valay-i Ahkam-ı Adliye” üyeliği , 1857 yılında “Deavi Nazırlığı” , 1860 yılında Paris elçiliği yaptı.
1862 yılında Paris elçiliği görevinden İstanbul ’a döndükten daha sonra 1862 ’de Darülfünun ’da Hikmet-i Tarih (Tarih Felsefesi) hocası görevi verildi. 29 Mayıs 1862 yılında Padişah Abdülaziz göre Divan-ı Muhasebat Reisliğine tayin edilen Ahmet Vefik Paşa bugünkü adıyla Sayıştay’ın ilk başkanlığını yaptı.
Benzer yıl içinde 1862 ’de Bursa ’da Evkaf Nâzırı oldu. Köklü girişimleri birçoklarının menfaatine dokunduğundan, hakkında dedikodular çıkartıldı. 1864 yılında halkın şikayetleri üzerine Bursa ’daki görevinden alınarak yıllarca resmi bir görev verilmedi
Evkaf Nazırlığı görevi esnasında çeşitli zelzelelerde, bilhassa de 1855 depreminde zarar görmüş ve o güne kadar yenileme görmemiş Osmanlı yapılarını tamir ettirdi. sonra 1879-1882 yılları aralarında Bursa valisi olarak tahsis yaptı. Valiliği esnasında Bursa yolları ve caddelerini Paris belediye başkanı George Euègene Haaussmann ’dan esinlenerek yaptırdı. Bursa ’da zarar görmüş pek fazla manâlı anıtın onarımı şehre getirttiği Fransız mimar Leon Parvillee kadar gerçekleştirildi. Keza şehre Hükümet Konağı, Memleket Hastanesi, Belediye Binası, Tiyatro binası yaptırdı.
Bursa ’da yaptırdığı tiyatro binasında tercüme adaptasyonunu yaptığı Moliere eserlerinin sahneye konulmasını sağladı; İstanbul ’da yıktırılan Gedikpaşa Tiyatrosu ’nun oyuncularını himayesine alarak Bursa ’ya getirtti; sahnelenecek oyunların dekorundan provalarına dek her şeyiyle ilgilendi. Ahmet Vefik Paşa ’nın kurduğu bu tiyatro, İstanbul açık havada Anadolu ’da kurulan birincil tiyatro idi. Onun izinden giderek Adana valisi Ziya Paşa da 1880 yılında Adana ’da bir tiyatro yaptırdı
Darülfünun hocalığı esnasında “Soyağacı-i Türkiye”’ (Türklerin ata kütüğü) adlı eseri Çağatay Türkçesi’nden İstanbul Türkçesi’ne çevirdi; Türklerin tarihinin Osmanlı tarihi ile başlamadığını savundu. Keza “Lehçe-i Osmani” (Osmanlı lehçesi) ve Türk lugati hazırlayacak öbür Türk lehçelerinin varlığını gösterdi.
1864 yılında Bursa ’daki Evkaf Nâzırı görevinden alındıktan sonradan Rumelihisarı ’ndaki köşk ve yalısına çekildi. Maddi açıdan sıkıntılı yedi yıl geçirdi. Okudu, yazdı, çeviri ve adaptasyonlar yaptı: Fezleke-i Tarih-i Osmanî ile Türkî Durub-ı emsal adlı dil ve folklor çalışması, kimi çeviri ve adaptasyonları bu evrenin yapıtlarıdır. Görevsizliği Âlî Paşa ’nın ölümüne (1871) değin sürdü. Rüsumat emini oldu ise de keyfi- karakuşi yönetim anlayışı sebebiyle birkaç aylık sürelerle o görevden ötekine gönderildi. Sadaret Müsteşarlığı, Maarif Nazırlığı, Şura-yı Devlet azalığı yaptı
1872 yılında birinci defa olarak Maarif Nâzırı olarak atandı lakin 6 ay daha sonra 1873 ’de görevden alındı. Eğitimin yaygınlaşması ve köylere mektep açılması için çalıştı. 1876 ’da Petersburg Bilim Akademisi ’ne aza seçildiği için Petersburg ’a gitti. Lehçe-i Osmanî adlı eserini ortaya çıkarmasında, ona Türk lehçelerini inceleme fırsatı veren bu seyahat etkili olmuştur.
18 Mart 1877 tarihinde çalışmalarına başlayan ilk Meclis-i Mebusan ’ın İstanbul üyesi olarak seçilen Ahmet Vefik Paşa, Mebusan’ın başkanlığını yaptı. Oturumları diktatörce idare ettiği yolunda eleştirilere uğradı. 3 ay daha sonra meclis tatile girince üç ay sürecek Edirne valiliğine atandı. Kısa bir süre Edirne Valiliği yaptı.
1878 yılında tekrar Maarif Nazırı, daha sonra da sadrazullanılan “sadrazam” sözcüğünü “başvekil” olarak değiştirdi. Bu göreve geldiği sırada imparatorluk, 93 Harbi ’nden yenik çıkmıştı. Rusya ile yapılan ağır anlaşma koşullarını hafifletmek için çalıştı ve donanmanın teslimini önledi. Abdülhamit II ’yi hal edeceği yönündeki bir jurnal sebebiyle 18 Nisan 1878 ’de görevinden azledildi. daha sonra 4 Şubat 1879 ’da Bursa Valiliği ’ne atandı ve 4 Şubat 1879-16 Ekim 1882 tarihleri arasında Bursa valisi olarak tahsis yaptı.
1882 yılında Bursa valiliği görevinden alınarak Abdülhamit II tarafından başvekillik makamına her tarafta başvekil atandı ama 3 gün sonra görevden alındı ve yeniden kendisine resmi bir tahsis verilmedi.
Ahmet Vefik Paşa, bu olaydan sonrarı ’ndaki evinde ilmi ve yazınsal araştırmalar yaptı. Oluşturduğu kütüphane, “İstanbul ’un en varlıklı kütüphanesi” olarak tanındı.
16 dil haberdar olan bir bilim adamı olan Ahmet Vefik Paşa, ilk Türkçe sözlüklerden birisi olan “Lehçe-i Osmani” ’nin de yazarıdır.
Ahmet Vefik Paşa, evli idi ve Fahrünnisa adında kızı vardı.
Ahmet Vefik Paşa, 1 Nisan 1891 tarihinde İstanbul ’da 78 yaşında ölmüştür.
Kitapları :
Fezleke-i Tarih-i Osmani (Kısa Osmanlı Tarihi)
Hikmet-i Tarih (Tarih Felsefesi)
Lehçe-i Osmani (bu sözlüğünde Türkçe sözcüklerle dilimizde kullanılmakta olan yabancı sözcükleri ayrı olarak toplamıştır; ayrıca bu sözlükte ” Türk ” sözcüğünün açıklanmasında Osmanlıların büyük Türk milletinin bir parçası olduğunu ortaya koymuştur.)
Şecere-i Türki (Çağataycadan Anadolu Türkçesine transfer)
Müntahabat-I Durub-I Emsal (Türk atasözlerini toplayıp derlediği bir özdeyiş sözlüğüdür)
Tercümeleri:
Hernani (Victor Hugo)
Micromega ’nın Felsefe Hikayesi (Voltaire)
Telemak (Fenelon)
Gil Blas Santillani ’nin Sergüzeşti (Alain René Le Sage)
Uyma:
Azarya (L. Avare),
Yorgaki Dandini (Georges Dandin),
Zoraki Tabib,
Dekbazlık,
Tabib-i Aşk.
Çeviri Oyunları:
Adamcıl,
Tartüff,
Kadınlar Mektebi,
Kocalar Mektebi,
Savruk,
Okumuş Kadınlar,
İnfial-i Aşk,
Don Civani,
DuduKuşları,
Hernani (Victor Hugo),
Arslan Avcıları yahud Hak Yerini Bulur (L. Thiboust-E. Lehmonn)
Şecere-İ Türk (Ebulgazi Bahadır Han’ın eserinin Osmanlıcayaçevirisidir.)
Manzum Tercüme :
Adamcıl (komedi; Moliere)
Savruk (komedi; Moliere)
Tartüf (komedi; Moliere)
Don Civani (komedi; Moliere)
Dudu Kuşları (komedi; Moliere)
İnfial-İ Aşk (komedi; Moliere)
Kadınlar Mektebi (komedi; Moliere)
Kocalar Mektebi (komedi; Moliere)
Okumuş Kadınlar (komedi; Moliere)
Azarya (komedi; Moliere)
Dekbazlık (komedi; Moliere)
Merakî (komedi; Moliere)
Tabib-İ Aşk (komedi; Moliere)
Yorgaki Dandini (komedi; Moliere)
Güç Nikâhı (komedi; Moliere)
Zoraki Tabib (komedi; Moliere)