Ayşegül Füsun Eyüboğlu biografisi
Prof. Dr. Ayşegül Füsun Eyüboğlu, Afiyet Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesidir.
Ayşegül Füsun Eyüboğlu, 1965 yılında Ankara ’da doğmuştur. ilkokuldan daha sonra 1976-1983 yılları aralarında ortaokul ve liseyi Ankara ’da Atatürk Anadolu Lisesinde okudu. 1983-1990 yılları arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde eğitimini tamamlayıp doktor olarak mezun oldu. 1991- 1996 yılları aralarında Ankara Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Merkezinde Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanlık eğitimini yaptı.
Ayşegül Füsun Eyüboğlu, 1990 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden doktor olarak mezun olduğunda atandığı Uşak Devlet Hastanesi Acele Servisinde Pratisyen Hekim olarak 1991 yılına dek atama yaptı.
Prof. Dr. Ayşegül Füsun Eyüboğlu,1994- 1996 yılları arasında Doktora Sonrası Tahlilci olarak ABD ’de Pennsylvania Üniversitesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Bölümü, Pulmoner İmmünoloji Ünitesinde Granülomatoz hastalıklar immunolojisi çalışmalarında bulundu.
1997-1999 yılları aralarında Ankara ’da Uzman Hekim olarak Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalında tahsis yaptı. Burada 2000 yılının Kasım ayında Muavin Doçent, 2007 yılının Nisan ayında Profösör oldu.
Ayşegül Füsun Eyüboğlu, Başkent Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı doktoru olarak görev yapmaya devam etmektedir.
Prof. Dr. Ayşegül Füsun Eyüboğlu, 10 Mart 2020 ’de oluşturulan Sağlık Durumu Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesidir.
2019 Aralık ayında Çin‘de nükseden koronavirüs (Kovid-19) ile birlikte Dünya Sağlık Örgütü böyle bir pandemik hastalığın varlığını ortaya koydu. daha sonra ise Afiyet Bakanlığı içten kararlar verebilmek için öğretim üyelerinden oluşan bilim kurulu kurma kararı aldı.
Koronavirüs Bilim Kurulu’nda bulunan bazı isimler şu şekilde:
Prof. Dr. Alev Kara,
Prof. Dr. Tevfik Veciz,
Prof. Dr. Alpay Cefa,
Prof. Dr. Canan Ağalar,
Prof. Dr. Recep Öztürk
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan
Prof. Dr. İlyas Dökmetaş
Sıhhat Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Füsun Öner Eyüpoğlu, koronavirüsün sigara içen kişilerde etkisinin daha pozitif olduğunu belirterek “Sigara içenlerde akciğer hücreleri yüzeylerinde gelişen şartların değişmesi sonucunda koronavirüslerin solunum yolu hücrelerine girişi kolaylaşıyor” dedi. Türk Toraks Derneği Solunum Sistemi Enfeksiyonları Alıştırma Grubu Üyesi ve Sıhhat Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Füsun Öner Eyüboğlu astım, KOAH ve solunum sıkıntısı yaşamış, sigara kullanan kişilerde koronavirüsün oluşturduğu etkileri anlattı. Prof. Dr. Eyüpoğlu üstteki solunum yolu enfeksiyonları ve akut bronşitin yüzde 90-95 oranında nedeninin virüsler olduğunu, genelde grip virüsü dışında, solunum yolu enfeksiyonlarına yol açan virüslere yönelik etkili bir ilaç veya aşı bulunmadığını söyledi. Prof. Dr. Eyüpoğlu, antibiyotiklerin yalnızca bakteriler ile çoğalan enfeksiyonlarda etkin olduğunu, virüs enfeksiyonlarında kullanılmadığını bildirerek virüs enfeksiyonlarının şiddetinin iki etkene göre çeşitlilik gösterebildiğini belirtti.
‘SİGARA SAVUNMA SİSTEMİNİ BOZAR’
Prof. Dr. Eyüpoğlu, sigara içenlerde koronavirüsün etkilerinin daha fazla hissedilebileceğini kaydederek “Bağışıklık sistemi virüsü yenmekte önemli bir faktördür. genelde, bağışıklık sistemimiz yaşlılarda, altta yatan kronik hastalığı olanlarda, kanser hastalarında, iyi beslenmeyenlerde, fiziki ya da ruhsal olarak fazla halsiz olan bireylerde daha cılız oluyor. Bu bireylerde virüs enfeksiyonları daha ağır seyrediyor. Tütün ve tütün ürünleri sigara, nargile gibi kullanımı da solunum yollarının savunma mekanizmalarını bozuyor ve COVID-19 dahil böylece fazla solunum yolu enfeksiyonunun gelişimini kolaylaştırıyor. Sigara içenlerde akciğer hücreleri yüzeylerinde artan şartların değişmesi sonucunda koronavirüslerin solunum yolu hücrelerine girişi kolaylaşıyor. Salgın sürecinde yapılan çalışmalarda sigara içenlerde ağır zatürre ve nefes darlığı ile seyreden COVID-19 vakalarının daha sık olduğu ve bu grupta ölüm riskinin daha yüksek olduğu saptanmış. Sigara, hava yolları ve akciğer dokusunda savunma sistemini bozar. böylece her türlü enfeksiyon daha basit gelişir ve ağır seyreder. solunum yetmezliği daha kolay gelişir. bu nedenle sigara kullanan vatandaşlarımızdan öyle fazla hastalığın manâlı nedeni olan sigarayı en kısa sürede bırakmalarını tavsiye ediyorum” diye konuştu.
‘HAYVANLARDA KONAKLAYAN VİRÜS İNSANA BULAŞIYOR’
Prof. Dr. Eyüpoğlu, bir takım solunum virüslerinin asıl konağının çeşitli hayvanlar olduğunu anımsatarak “Örneğin influenza virüsünün başlıca konağı su kuşlarıdır. Günümüzdeki son salgına neden olan koronavirüsün de esas konağının yarasalar olabileceği düşünülüyor. Hayvanlarda konaklayan, fakat geçirdikleri mutasyonlar sonucu insan hücrelerini de enfekte eden bu virüs artık insandan insana bulaşıyor. Solunum aracılığıyla bulaşan virüs şipşak yayılarak dünya nüfusunu etkiliyor. Koronavirüsün kuluçka dönemi 2-14 gün aralarında. Kuluçka dönemi esnasında rahatsızlık belirti vermiyor. Esas olarak alev, öksürük ve nefes darlığına yol açıyor. Bazı hastalarda boğaz ağrısı ve burun akıntısının da olduğu görülüyor” dedi.
‘GEREKMEDİKÇE HASTANEYE GİTMESİNLER’
Prof. Dr. Eyüpoğlu, KOAH gibi kronik akciğer hastalarının kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunmaktan kaçınmalarını önererek, “Bu kişilere gerekmedikçe hastaneye gitmemelerini öneriyoruz. Çünkü hastaneler kalabalık ve KOAH hastalarının bu virüsü kapmaları manâlı bir afiyet sorunu haline gelebilir. öte yandan 60 yaş üstü vatandaşlarımız da topluluk ve kapalı ortamlarda bulunmaktan sakınmaları COVID-19 riskini düşürecektir. COVID-19’a karşın henüz etkili bir ilaç geliştirilmedi. Yine bu enfeksiyondan koruyacak bir aşı da hemen şimdi mevcut yok. Aşı geliştirme çabaları en az üç ülkede Çin, ABD ve İngiltere’de başladı. Ancak herhangi bir aşının en acele koşullarda insanların kullanımına sunulması en az 12 aylık bir vakit gerektiriyor” ifadelerini kullandı.
‘VİRAL ENFEKSİYON İLAÇLARINI KOMBİNE EDİYORUZ’
Prof. Dr. Eyüpoğlu, koronavirüse karşısında birebir etkin bir hap olmadığını tekrarlayarak, “Elimizde var olan bu alıcı viral enfeksiyonlar bu herif enfeksiyonlarda kullandığımız ilaçları kombine ediyoruz. Daha çok Çin ve diğer ülkelerdeki tecrübelerden yararlanmaya çalışıyoruz. Antibiyotik mutlaka kullanılıyor. Kronik hava yolu hastalığı olan kişilerde solunum sıkıntısı daha ağır seyredebilir. Tekrar bu hastalığını yüzde 15’i ağır solunum sıkıntısıyla gidebilmekte. Ve bunların da bir kısmı maalesef yoğun bakımlarda kaybedilmekte. Yoğun bakım desteği gerektiren hastalara bambaşka formlarda solunum aracılığıyla alınan nefes açıcı ilaçları uyguluyoruz” dedi.