Gustave Flaubert biografisi
Pek fazla eleştirmen kadar çağdaş romanın babası olarak kabul edilen Gustave Flaubert, Fransız edebiyatının en büyük yazarlarından biridir.
Gustave Flaubert, 12 Aralık 1821 tarihinde Rouen, Fransa ’da cerrah Achille-Cléophas Flaubert, Anne Justine Caroline Flaubert çiftinin oğlu olarak doğmuştur. Rouen’de mutlu bir çocukluk geçiren Gustave Flaubert, 1832-1840 yılları arasında Rouen Lisesi’nde eğitim görürken, yetenekli, ancak disiplinsiz bir öğrenci olarak uyarı çekti. Edebiyat alanındaki ilk denemelerini okul gazetesinde ve Le Colibri (“Sinek Kuşu”) adlı küçük bir dergide yaptı.
1834 ’te arkadaşı Ernest Chevalier ile(Sanat ve İlerleme) adında bir dergi çıkarmaya başladı. Az Önce 15 yaşındayken Trouville sahilinde tanıştığı kendisinden on yaş büyük ve evli bir bayan olan Elisa Schlésinger’e aşık oldu. Bu aşk, yaşamında çok önemli etkiler, izler bıraktı. Elisa Schlesinger daha sonra “Hissi Eğitim” adı ile kaleme alacağı eserde Marie Arnoux karakterinin de temel kaynağı oldu. Öğrencilik yıllarında sürekli yazdı. “Bir Çılgının Hatıraları” (1838), “Smarh” (1839) ve 1840 yılında yazmaya başladığı “Kasım” lise öğrencisi olduğu dönemin ürünleridir.
Liseyi bitirdikten daha sonra 1841 yılında Paris‘te Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu. Fakat bu alanda ilerlemek yerine usta çevrelerine girmeyi ve edebiyatla ilgilenmeyi tercih etti. 1844 yılında sara kaynaklı birincil krizini geçirince, dinlenmesi gerektiğinden hukuk eğitimini yarıda bırakarak eve döndü. Hastalığı nedeniyle vaktinin çoğunu Croisset ’teki evinde devretmek zorunda kaldı. 1945 yılınİtalya seyahatine çıktı. Cenova’da gördüğü ve onu fazla etkileyen bir Brueghel tablosunun verdiği ilhamla “”Aziz Anthony’nin Tekrar Çıkışı”’nı yazmaya başladı.
1845 yılında babasını, anında ardındaki 1846 yılında ablası da kaybetti. Ölen ablasının minik bebeğinin bakımını üstlendi. Babasından kalan yüklü servet doğru bütün zamanını yazı yazarak geçirmeye karar verdi. Yeğeni ve annesi ile Rouen yakınlarındaki Croisset’ye yerleşti, hayatının tamamını burada geçirdi. giderken edebiyat dünyasında kendisinden uzatmalı sevgilisi olarak bahsedilen şair Louise Colet ile 1846 yılında tanıştı ve ilişkileri sekiz sene sürdü.
1845 ’te İtalya ’yı, 1847 ’de Bretagne ve Normandiya ’yı, 1849 ’da Türkiye ’yi, 1849 Ekimi ile 1851 Mayısı arasında Mısır ’ı gezdi. İlk yapıtlarını vermeye başladığı sırada frengi hastalığına yakalandı; böylece Croisset’deki evine geçerek kendini yazıya verdi. İçe kapanıklığından, yalnız Darı’a ve Tunus’a yaptığı yolculuklarla sıyrıldı.
Gustave Flaubert, 1858 yılının ilkbaharında Cezayir ve Tunus ’a iki aylık bir araştırma gezisine çıktı. Bu gezi sırasında yazmakta olduğu Salambo için döküman topladı. Bu romanı üzerine altı yıl çalıştı. Antik Kartaca ’yı konu alan Salambo da çalışmasına değdi, takdire değer bir roman oldu.
Gustave Flaubert’in ileri yaşları acılar, yazınsal başarısızlıklar ve maddesel zorluklarla geçti. Yaşadığı dönemde kitaplarından somut gelir sağlayamadı. Bu dönemdeki en büyük avuntuları, manevi oğlu olan, öykücüler kralı olarak bilinen Guy de Maupassant‘ın başarısı ve başını Emile Zola‘nın çektiği natüralist grubun ona verdiği değerdi.
En meşhur eseri, 19. asır toplumsal gerçekliğini çarpıcı biçimde aktaran ve dünya klasikleri arasına giren Madame Bovary‘dir. 1857 yılında bu romanını yayınladığında Fransa‘da ciddi tartışmalara niçin oldu ve gerçekçi akımı başlatan kişi olarak gösterildi. Madame Bovary bugün dünya edebiyatının temel taşlarından biridir.
Gustave Flaubert, 1864-1869 arasında Hissi Eğitim adlı romanının son taslağını yazdı. Yirmi beş seneye yayılan bir egzersiz sonunda ortaya meydana çıkan bu eserde kendi gençlik yıllarından hareketle bir “cins hikâyesi” anlatmıştır. Duygusal Eğitim, arkadaki planında Flaubert ’in en ince ayrıntısına kadar gözlemleyip çözümlemeli bir zekayla kusursuzca aktardığı Temmuz Monarşisi, 1848 Devrimi ve İkinci Cumhuriyet Dönemi ’yle tarihçilerin de başvuru formu kitaplarından biri olmayı başarmış bir yapıttır.
Henri Guillemin ’nin yazdıklarına tarafından, mektuplarında çok duyguluydu, fakat sözünü sakınmazdı, boş vakti yoktu, ihtiyar annesini gezdirmekten hoşlanır, yeğeni Caroline ’i derse çalıştırmaktan kaçınmazdı. Dostluğa çok siklet verirdi. George Sand, İvan Turgenyev, Emile Zola, Guy de Maupassant görüştüğü yakın dostları oldu.
Gustave Flaubert, 8 Mayıs 1880 tarihinde Canteleu, Fransa ’da 59 yaşında ani bir felç sonucu ölmüştür.
Çocukluk arkadaşı Laure le Poittevin’in oğlu Guy de Maupassant ’ı manevi evladı olarak kabul etti. Onun başarıları ile avundu.
Cumhuriyet dönemi yazarlarımız, Flaubert ’den fazla etkilendi. Yaşar Kemal ’den Tahsin Yücel ’e birçok romancının övgüyle laf ettiği yazan oldu.
Flaubert, kendisi üstüne yapılan incelemelerin ortaya koyduğuna göre, kimliği delikanlılık çağında oluştu. Her şeyden önce sanatın bir çıkara dayanmaması gerektiğini savundu. Kendi benliğini öne çıkarmayı kabul etmedi. Bir eseri hariç, birinci tekil anlatımı da benimsemedi. öte taraftan edebiyatın bir davayı kanıtlamakla görevlendirilemeyeceğini savundu. Yani tezli romana karşı çıktı. Tek tutkusu ‘gerçeği bakmak, gerçeği anlatmak ’ti. Bunun için de yaşamını gerçeği yakalamaya adadı ve şöyle dedi: “Tepesine bir meşale yerleştirmek için bir nevi çıplak kolon haline getirmek istiyorum hayatımı.”
Eserleri :
Roman :
1849 – Ermiş Antonius ve Şeytan
1856 – Madam Bovary
1857 – Salambo (Salammbô)
1864-1869 – Şehvetli Eğitim /”Leducation sentimentale” / “Gönül Eğitimi / Bir Delikanlının Romanı”
1874 – 1881- Bilir bilmezler (Bouvard ile Pécuchet) (bu eserini bitiremeden öldü)
Hikaye:
1877 – “Üç Hikâye”‘ (Saf Bir Kalp, Konuksever Aziz Julien Efsanesi ve Hérodias)
Oyun :
1880 – Gönül Şatosu
Jurnal :
1886 – Kırlarda ve Kumsallarda
Hatıra :
1838 – Bir Delinin Anıları
Test:
1926 – Kitap Deliliği
1855 – Yerleşik Fikirler Sözlüğü