Erdal İnönü
Erdal İnönü

Erdal İnönü

Erdal İnönü biografisi

Politikaya adım atmış ancak pek başarılı olamamış Fizikçi, İsmet İnönü’nün oğlu.
Erdal İnönü, 1926‘da İsmet İnönü ve Mevhibe İnönü‘nün oğlu olarak Ankara‘da dünyaya geldi.

İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara‘da tamamladı. 1947 de Fen Fakültesi‘nden fizik lisansı diploması aldıktan daha sonra A.B.D.‘ye gittti. California Teknoloji Enstitüsü‘nde lisans üstü öğrenimini yapan İnönü, yüksek lisans ve doktora derecelerini de aynı enstitüden aldı. Benzer senelerde teorik fizik alanında incelemeler da yaptı. Türkiyeye dönmesinin arkasından Ankara Üniversitesinde Fizik Asistanı olarak göreve başladı.

Askerlik görevini tamamladıkdan sonra ünivererdi. 19571960 yılları aralarında baştan Amerika‘ya gitgide artarak “Atom Enerjisinden Faydalanma Programı” içinde çeşitli üniversite ve araştırma enstitülerinde çalışmalar yaptı.

19641974 tarihleri aralarında Ortadoğu Teknik Üniversitesi‘nde Fizik Profesörü olarak çalıştı. ODTÜ’de öğretim üyeliği görevinin yanı sıra, araştırma ve yönetim görevleri de yaptı. Teorik Fizik Bölümü Başkanlığı, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı, Üniversite Rektörlüğün görevlerinde bulundu.

1974‘te İstanbul Boğaziçi Üniversitesine geçti. 19741983 yılları arasında fizik profesörlüğünün yanı sıra 6 yıl dek da Temel Bilimler Fakültesi Dekanı olarak görev yaptı.

Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun kuruluşuna katkıda bulundu, ve Tübitak Esas Incelemeler Enstitüsü‘nde kurucu müdürlük görevini yürüttü. bununla beraber NATO Fen Komitesi‘nde çalıştı ve UNESCO Yürütme Kurulunda tayin aldı.

Erdal İnönü, 1983 yılında Sosyal Demokrat Parti’nin (SODEP) kurucu genel başkanı olarak siyasete atıldı. SODEP ile Demokrat Partinin Birleşmesi sonucu kurulan SHP‘nin birincil olağanüstü kurultayında SHP Genel Başkanı seçildi ve görevini 1993 yılına kadar sürdürdü.

1986 yılı ara seçimlerinde İzmir Milletvekili seçildi. 1987 ve 1991 genel seçimlerinde yeniden İzmirden milletvekili seçilerek parlamentoda görevine devam etti.

1991 Genel seçimlerinden daha sonra Içten Yol Partisi ile SHP’nin kurduğu koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı olarak tahsis üstlendi ve 1993 yılına dek bu görevini sürdürdü.

SHP’nin Cumhuriyet Halk Partisi ile birleşmesinin arkasından, 27 Mart 1995 tarihinde koalisyon’un Sosyal Demokrat kanadında değişikliğe gidildi. Erdal İnönü bu değişiklikle Dışişleri Bakanı olarak atandı ve 27 Mart 199505 Ekim 1995 tarihleri arasında Dışişleri Bakanı olarak tayin yaptı.

Erdal İnönü, 1957 yılında Mutluluk İnönü ile evlendi.

Prof. Dr. Erdal İnönü, çare gördüğü ABD‘nin Houston kentinde, 31 Ekim 2007‘de TSİ 05:00’da hayatını kaybetti. Vefat ettiği sırada yanında eşi Sevinç İnönü bulunuyordu. Cenazesi Ankara ’ya getirildi. Önce TBMM ’de merasim yapıldı sonradan doğduğu Pembe Köşk ’ün bahçesine getirildi. İnönü için burada da bir merasim gerçekleştirildi. sonradan eşi Mutluluk İnönü ’nün ricası doğrultusunda İstanbul ’ da Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki aile kabristanında toprağa verildi.

Esprili, alçakgönüllü kişiliği ile aşina İnönü, jurnal yaşantısında halkın arasına karışmaktan çekinmezdi.

Erdal İnönü espirilerinden örnekler:

GÖREMEZSİNİZ TABİİ!
Kendisini sinema çıkışında yakalayan bir gazeteci sorar:
– Sayın İnönü, sizi bu sıralar sinema salonlarında göremiyoruz böylece?
– Natürel göremezsiniz sinema salonları karanlık oluyor.

ÖLÜRÜM YOLUNA
Seçmenlerden biri tercih otobüsünün önüne atılır ve Erdal Bey ’e hitaben “Ölürüm yoluna” diye haykırır.
Erdal Bey yanıt verir: “Dur, ölme. Bir oy, bir oydur.”

O BENİM İŞTE!
Erdal Bey bir gün İstanbul ’da taksiye binmiş. Sürücü:
“Sen ne dek Erdal İnönü ’ye benziyorsun” demiş.
“O benim” diye yanıt vermiş Erdal Bey…
Şaşırmış taksi şoförü…
“Yahu” demiş, “… birisi daha var. Harbiye ’nin oralarda dolaşıyor. O da benzer Erdal İnönü.”
Bunun üstüne Erdal Bey, espriyi patlatmış:
“O da benim!..”

BİRBİRİMİZİ YİYECEĞİZ
SHP genel başkanlığı dönemimde öteki sol parti liderleri ve bürokratlarla bir restorana gider. Garsonun “Bir şey edinmek ister misiniz efendim” sorusu üstüne “Teşekkürler biz birbirimizi yiyeceğiz,” yanıtını verir.

FİLM İYİ Kİ BİTTİ
SHP genel başkanıyken Sosyalist Enternasyonal toplantısı için Paris ’e gitmiştir. Beraberinde SHP Genel Sekreter Yardımcısı İstemihan Talay da vardır. Toplantıdan daha sonra Champs Elysees Bulvarı ’ndaki bir sinemaya giderler. Filmin konusu, iki mafya ailesi arasındaki çatışmadır. İki saat her tarafında beyaz perdede silahlar konuşur.
İstemihan Talay film bittikten sonra koltuğundan kalkmakta olan İnönü ’ye sorar:“Filmi nasıl buldunuz?”
İnönü cevaplar:
“Çok beğendim, fakat iyi ki bitti. Yahut fazla daha fazla adam ölecekti…”

KARAYALÇIN YAPAR!
Kars ve Van mitinglerinden Ankara ’ya dönmektedir. Sivas üzerinde uçağın pilotu “Efendim Ankara semaları kapalı. Kirli bulutlar var. İnişimiz fazla şiddet olabilir, ” der. Ön koltukta gazete okuyan İnönü ’nün cevabı ise şöyle olur: “Hiçbir şey olmaz merak etmeyin. Ankara Belediye Başkanı Karayalçın fazla çalışkandır. O benekli bulutları hemen temizler!”

PLATONİK AŞK
İnönü SHP Genel Başkanıyken dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ile görüşecektir. O günlerde İnönü Yılmaz ’ı sert biçimde eleştirmektedir. Yılmaz, Necatibey Caddesi ’nde yer alan SHP Genel Merkezi ’ne gelir. SHP ile ANAP Genel Başkanları baş başa uzun bir röportaj yaparlar. Cümbür Cemaat sert tartışmalar yaşanmasından endişelidir. Görüşme sonrası dönemin SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar, İnönü ’ye birazcık da endişe ile görüşmeyi sorar. İnönü şöyle der:
“ geçti, Mesut Bey partimize âşık oldu. Lakin platonik.”

BEN KEDİ MİYİM ?
İnönü gençlik yıllarında evinde otururken mutfaktan bir çığlık duyar. Eşi Mutluluk Bayan “Erdal koş fare var” diye bağırmaktadır. İnönü istifini bozmaz ve eşine şöyle seslenir:
“Ne yapayım Mutluluk. Ben kedi miyim?..”

ÜLKEMİ BENDEN KÖTÜLER YÖNETMESİN DİYE
Erdal Bey ’e bir gün, hiç sıcak bakmadığı siyasete yıllar daha sonra neden girdiğini sorarlar. Cevap müthiştir:
“Ülkemi benden daha kötüleri yönetmesin diye!”

SEN BANA DEĞİL CİZRELİLERE TEŞEKKÜR ET
Bir tercih dönemi… SHP Genel Başkanı İnönü, Diyarbakır ve Cizre ’deki mitinglerde konuştuktan daha sonra Siirt ’te halka hitap edecektir. Ama Cizre ’de bir grup protesto gösterisi yapıp parti otobüsünü taşlayınca buradaki miting iptal edilir, hiç beklenmeden Siirt ’e gelinir. Seçim gezilerinde program sarkmasına alışkın Siirt İl Başkanı, parti otobüsünün bütün vaktinde geldiğini görür görmez birazcık şaşkın, İnönü ’ye teşekkür eder. Aldığı cevap:
“Sen bana yok, ana Cizrelilere teşekkür et…”

ANTİDEMOKRATİK KARARLARDA OYLAMA OLMAZ
Erdal Bey fanatik bir sigara düşmanıdır, Parti Meclisi toplantılarında dumanaltı olmaktan kötü halde rahatsızdır. Bir Parti Meclisi toplantısında birincil sözü:
“bundan böyle bu toplantılarımızda sigara içilmeyecek,” olunca arkadaki sıralardan bir üye:
“Bu kararınızı oylamaya sunsak efendim,” diye itiraz etmeye kalkışınca cevabı yapıştırır:
“Antidemokratik kararlarda oylama olmaz!”

DURUN YAV, MESELENİN KÖKÜNE İNELİM
Tercih otobüsüyle bir yere gidilmektedir. Otobüsün kornası aniden bozulur, ötüp durmaktadır. Şoför otobüsü sağa çekip durdurur, arızayı gidermeye çalışır ama nafile. Yolculardan birinin şoföre:
“Kablosunu kopar,” diye düşünce verdiğini duyan İnönü itiraz eder:
“Durun yav, koparmayın. Bir derdi var ama inliyor. Meselenin köküne inelim.”

SİZDE DEVLETTE ÇALIŞAN BİRİ DEĞIL MU?
DEP ’li Sırrı Sakık, SHP ’den milletvekili adayı olmak için başvurur ve İnönü ’yle görüşmeye gelir:
“Hakkımda bir sürü söylenti çıkardılar. Evvelden bilesiniz; ağabeyim (Şemdin Sakık) dağda devlete karşısında savaşır. Kardeşlerimden biri hapiste…”
İnönü şaşırır:
“Yav, sizde hiç devlete çalışan biri yok mu?”

NORVEÇ ’TE BAŞBAKAN OLURSUNUZ
Gazeteci der oysa:
“Sizin için Norveç ’te başbakan olabilir, diyorlar.”
İnönü ’nün cevabı:
“Fazla teşekkür ederim. Bu herhalde, Türkiye ’de bu işleri beceremiyorsun, demenin kibarcası.”

MASAYA YUMRUĞUNU VURUR SONUNDA
Bir miting öncesi bir SHP milletvekili, İnönü ’ye der fakat:
“Sayın Genel Başkanım siz iyi konuşamıyorsunuz, bakın Özal ’a esip gürlüyor.”
İnönü “Peki ne yapacağım,” der. Milletvekili yanıt verir:
“Konuşurken masaya yumruğunuzu vuracaksınız, biz şöyle partiyiz, şöyle yaparız, böyle yaparız, diye kükreyeceksiniz.”
İnönü kürsüye çıkar, yumruğunu masaya vurur:
“Biz böylece bir partiyiz oysa, adamı…”
Burada keser ve şöyle devam eder:
“Devamını bu arkadaş söyleyecek.”