Archimedes biografisi
Bilim dünyasına; geometri, hidrostatik ve mekanik alanında ortaya attığı ilkelerle büyük katkıda bulunmuş, Yunanlı bilgin.
M.Ö. 287 civarında İskenderiye‘de doğan Archimedes, iyi bir ailenin çocuğuydu. Babası gökbilimci ve kralın en güvendiği adamlarından biriydi. Ünlü alim çocukluğunun ve gençliğinin büyük kısmını İskenderiye’de geçirdi. Bu bölgenin sulandırma ihtiyacı, onun Archimedes burgusu olarak aşina burguyu buluş etmesine yol açtı.
Archimedes’in bu buluşu, onun icadı olan birçok araçtan sadece biridir. Romalıların ordusunu yaptığı savaş araçlarıyla yerle bir ettiği söylenti edilir. Şehre yakında olacak olan düşman gemilerinin bazıları kıvrık demirlere ve kancalara takılarak havaya kaldırılıyor, sonradan şipşak denize atılıp batırılıyordu. Diğer bir kısmı da iplerle karaya çekilerek kayalıklara vurularak parçalanıyordu.
Archimedes’in tarih sayfalarında üne kavuşturan belli başlı durum, Sirakuza kralı Hiero’nun şehrin yeni kuyumcusuna ısmarladığı altın tacın fiilen som altından olup olmadığından kuşkuya düşmesiyle başlar. Kral, Archimedes’ten tacın som altın olup olmadığını anlamasını istedi. Archimedes düşünmeyemecenin çözümüne ayrıntılarıyla kaptırmıştı kendini. baştan herzaman aklında bu konu vardı, hiç durmadan bu meseleyi düşünüyordu.
Bu sıralarda bir gün hamama gitti. Jurnal, alışılmış şeylerden biriydi bu. Musluğu açtı; su bilye banyoya dolarken o da yıkanmaya hazırlanıyordu. Sonradan düşünceli düşünceli ağır ağır banyoya girdi. Aklı yine altın meselesindeydi. Bir yandan yıkanıyor öte yandan da suya girip çıktıkça çocukça bir ilgiyle suyun seviyesindeki değişiklikleri izliyordu.
İşte ne olduysa o anda oldu ve pat diye banyodan fırlayan Archimedes, avazı çıktığı dek, ”Eureka, Eureka” (Buldum,buldum) diye bağırarak kendini sokaklara attı. Ünlü matematikçi hemen evine koştu, bu buluşu üzerine deneyler yapmaya başladı ve bir değişken içine daldırılan bir cismin kendi ağırlığına eşdeğer ağırlıkta akışkan taşırdığını kanıtladı. Böylece açılış noktası olarak bu buluşunu kullanarak hem daha birçok keşiflerin birincil adımını atmış, keza de krala tacında ne ölçüde saf altın bulunduğunu söylemenin yolunu bulmuş oldu.
Büyük bilginin ölümüne de ne yazık ama bilim aşkı neden oldu. 212 yılında, 3 yıl boyunca şehrin kıyısında gemilerini batırdığı Romalı kumandan Marcellus,Sirakuza şehrini en sonunda kuşattı. Şehir Halkı düştüğü sırada Archimedes, evinde tekrar bir problemle uğraşıyordu. Kumandan büyük saygı duyduğu ve zekasını 3 sene her tarafında altedemediği bu bilginle tanışmak istedi ve bir askerini gönderip saygılarını sunmak için onu huzuruna ağırlama etti. Fakat Archimedes, çözmeye çalıştığı problemle öylesine meşguldü oysa daveti çözüme ulaşmadan kabul etmeyeceğini söyledi. Bunun üstüne asker kumandana yapılan bu saygısızlık aleyhinde sinirlenerek Archimedes’i bir kılıç darbesiyle oracıkta öldürdü.
Emirlerinin böyle yanlış sonuçlar doğurduğunu öğrenen Marcellus, samimi üzüldü ve öldürülen adamın ailesine bağışta bulundu. Bilgine iftihar verici bir cenaze töreni yapıldı. Archimedes’in en kıymetli buluşu olarak nitelendirdiği silindirle küre arasındaki ilintiyi düşünmüş kabir taşına bir silindir içine bir küre çizilmesini vasiyet etmişti. Bu ricası yerine getirildi. Şehrin ondan sonradan yaşadığı savaşlar ve yıkımlar yüzünden unutulmuş olan bilginin mezarını, ölümünden yüz otuz sene sonra Romalı konuşmacı Çiçero buldu.
Çağdaşlarımızın ve Archimedes’ten daha sonra yaşamış olan bilginlerin yazdıklarından, Archimedes’in bugün elimizde bulunandan fazla daha artı eser vermiş olduğunu anlıyoruz. Fakat bunların çoğunluğu sonra kaybolmuştur. Bu kitapların konuları, geometri olmakla birlikte bu eserlerde denge kaldıraçları, optik, gökbilim ve ışık gibi konularda da veri verildiğini öğrenmekteyiz.
Eserleri; Silindir ve Küre Üstüne, Çemberin Ölçülmesi, Koniler ve Yarım Silindirler Üstüne, Helezonlar Üzerine, Düzlemlerin Dengesi ve Çekim Merkezleri Üstüne, Parabol Karesi Alınması, Yüzen Cisimlerin Üstüne, Kum Hesapları, Metot, Düzlem Geometri Önermeleri.