Anton Çehov biografisi
Rus tiyatro yazarı ve modern kısa öykülerin kurucularındandır. Çehov, ince ayrıntılara dayanan kısa hikâye türünün en büyük yazarlarından biri kabul edilir. Oyunlarında ihtilâl öncesi çaresiz bir atmosfer içinde yaşamış soyluların ve aydınların iç dünyasını başarıyla anlattı. Bugün de en fazla oynanan ve yorumlanan oyun yazarlarından biri olma sıfatını korumaktadır.
Anton Pavloviç Çehov, 29 Ocak 1860 tarihinde Rusya‘nın güneyinde bir taşra kenti olan Taganrog’da ortanca çocuk olarak doğmuştur. Maria, Nikolai, Alexander,Mikhail, Ivan adlarında kardeşleri vardır. Babası Pavel Çehov, bakkaldı. Anton Çehov babasının bakkalında çıraklık yapıyordu. 1876 yılında babası iflas edince Moskova‘ya taşındı. Anton Çehov ise abisi ile Tagangrog’da kalarak liseye devam etti. Üç yıl boyunca, hemen şimdi çok genç olmasına rağmen kendi hayatını kendi kazandı. “Kılıflı Adam”, “Edebiyat Öğretmeni” adlı hikayelerini bu dönemde yazdı.
Anton Çehov‘un hikayelerinde çocuklar oldukça geniş yer miktar. Onun hikayelerinde mutlu, çoşkulu çocuklar fazla azdır. Tıpatıp kendi çocukluğu gibi acıklı, incinmiş çocuklar vardır.
1879 yılında liseyi bitiren Çehov Moskova’ya ailesinin yanına döndü. Moskova Tıp Fakültesi’ne yazıldı. Tıp Fakültesinde okurken bir yanlamasına da ailesinin geçin dergilerde yazı yazmaya başladı. Erkek kardeşinin de desteğiyle para için gülmece dergilerine kısa yazılar göndermeye başladı. Moskova ve Petersburg gülmece dergilerinde yüzlerce fıkra, hikaye, öyküsel yazı, nükte, dramatik taslaklar yayımladı. 1883-86 yıllarında Oskolsi (Alıntılar) dergisinde 300′den fazla yazısı çıktı. Bu dönemde kaleme aldığı yapıtlarını “Melborne’nin Masalları” adı altında birleştirerek üniversiteyi bitirdiği yıl ilk kitabını yayınladı. Üniversiteyi bitirdiği sene doktorluğa başladı. “Cerrahlık”, “Kaçak”, “Cansız Ceset” hikayelerini bu sırada yazdı.
Hekimlik, vaktini fazlasıyla aldığından yazmaya zaman bulamıyordu. Bu durumda doktorluğu bırakmaya karar verdi. Çehov’un sistematik, uyumlu bir sosyal- politik görüşü yoktu. Her türlü haksızlığa, bayağılığa, dalkavukluğa, ikiyüzlülüğe düşmandı. Eserlerinde bu sosyal kusurları ele aldı. (“Memurun Ölümü”, “Madalya”, “Bukalemun”)
1886 yılında meydana çıkan “Benekli Hikayeler” adlı kitabından daha sonra 1887’de Çehov iki hikaye kitabı aniden çıkardı: “Masum Sözler”, “Alaca Karanlıkta”. Ertesi sene 1888 yılında “Alaca Karanlıkta” Puşkin Ödülü’nü kazandı. Bundan sonra başarılar art arda geldi.
1892 yılında kolera salgını olan bölgelerde doktor olarak aktif rol oynadı. Bir dönemden daha sonra kendini sosyal işlere verdi. 1892 yılında Nijni Naugored vilayetinde başgösteren kıtlıkla savaşmak için kurulan teşkilata katıldı. Aynı sene Melihova adlı bir köyde aldığı çiftliğe yerleşti.
Bu Nedenle Çehov’un Melihova Dönemi denilen dönem başladı. Yaratıcılığının zirvesindeydi. Yaşayışı fazla sadeydi. Halka yakın edinmek, sosyal işlerle mücâdele etmek, onu mutlu ediyordu. giderken 1894 yılında vereme yakalandı sağlık gitgide bozuluyordu. Hastalığı iklim tedavisi istiyordu ve Çehov güneye gidiyordu. Kırım, Yalta’da bir yazlık evi vardı.
1895-1904 yılları arasındaki çalışmalarıyla Rus tiyatrosunun yenileyicisi oldu, oyunları özellikle de ”Martı” büyük başarı kazandı.
Yalta’hov ’u ziyaret ediyordu. Anton Çehov en çok Lev Tolstoy‘la ve Maksim Gorki‘yle görüşüyordu. 1901 yılında Moskova Devlet Tiyatrosu oyuncusu Olga Leonardovna Knipper‘le evlendi.
1902′de, Çar II. Nikola ’nın Gorki ’nin Rus Bilimler Akademisi ’ne üye olmasını onaylamaması üstüne, 1900 yılında onursal üye seçildiği Akademi ’den ayrıldı. 1903-1904 yıllarını sıhhat nedenleriyle Güney Almanya ’daki bir sağlık yurdunda geçirmek zorunda kaldı.
sıhhat gitgide bozulunca, Doktorlarının tavsiyesiyle Almanya Badenweiler ‘e taşındı.
Anton Çehov, 15 Temmuz 1904 tarihinde Almanya ’nın Badenweiler kentinde 44 yaşında verem hastalığından öldü.
Çehov’un bütün yapıtları ölümünden 40 sene daha sonra 20 cilt halinde yayımlandı.
Yazdığı Tiyatro Oyunları :
1888 – Ayı
1888 – Bir Evlenme Teklifi
1887 – İvanov
1890 – Orman Cini
1896 – Martı
1886 – Tütünün Zararları
1899 – Üç Kız kardeş
1899 – Vanya Dayı
1895 – Sahalin Adası
1884 – Dağ Yolunda
1888 – Kuğunun Şarkısı
1891 – Jübile
1889 – Tatyana Repina
1889 – Şaka
1891 – Yarım Kalmış Komedya
1904 – Vişne Bahçesi
Başlıca Öyküleri:
Step 1888
Palata No 6, (Altı Numaralı Koğuş, 1892)
Moya Jizn (Yaşamım, 1896)
Mujiki (Köylüler,1897)
Ariadna (1895)
Türkçe yayımlanan esas eserleri :
Korkulu Gece (1995)
Besleme (1996)
Seçme Öyküler (1997)
Kara Keşiş (1999)
Toplu Eserler (2000)
Tüm oyunları (2000)
Marangozun Köpeği Kaştanka (2001)
Oyunlar (Martı, Vanya Dayı, Vişne Bahçesi, Üç Kızkardeş, Teklif, Jübile, Nikah; 2001)
Bir Taşralının Öyküsü (2002)
Tüm Oyunları (2 cilt, 2002)
Tüm Öyküleri (8 deri, 2002)
Asma Katlı Ev (2003)
Hikâyeler (2005)
Belalı Davetli (2008)
Anton Çehov Sözleri :
Hayata karşı birincil küskünlüğümüz; Yanımızda sandığımız kişileri, karşımızda görmemizle başlar.
Anlamaya egzersiz. Yaşam böyledir işte.. Defalarca o kıyamadıklarımız kıyar size.
Sana bir iyi bundan başka kötü haberim var. İyi haber; hemen şimdi ölmedik, Fena haber; hala yaşıyoruz.
İki insan katiyen birlikte olamaz. Çünkü çok iyi bayan 1. seferde evet demez, Çok Iyi erkekse 2. şansı vermez.
Unutma; İnsanları tanıman için en uygun vakit ayrılmalarına en yakın zamandır. Çünkü o zaman sahte yüzler açığa çıkmıştır!
Kolay kadın; hoş olmayı zeki olmaya tercih eder. Çünkü kolay erkekte zekayı anlayacak kafa yok, güzelliği görecek göz vardır.
Ağlattığın bir kadının gözyaşlarını ya o an silersin, veya o gözyaşlarında boğulmamak için ömür boyu çırpınmak zorunda kalırsın.
Eğer bir insanı gerçekte unutmak istiyorsan onunla yaşadıklarını değil, onun sana yaşattıklarını hatırla.
Birileri arkanızdan konuşuyorsa, onlardan öndesiniz demektir.
Içten zamanda gelen hatalı insana tanıdığın şansı, yanlış zamanda gelen içten insana tanımadığın sürece üzülen daima sen olursun.
İnsana bir kelebek hayatta bir defa konar; kaçırırsan diğer şansın yoktur. Çünkü o kelebek ertesi gün ölmüş olur.
Gözlerime bakıp da yapılan sahte bir gülücük yerine, yüzüme karşısında gösterilen gerçek bir nefreti seçim ederim.
Sen sevdiğin için sakın utanma, bil oysa utanması gereken; sevildiğini bildiği halde sevmesini bilmeyendir doğrusu.
Hayatınızın ardına kadar yaşamadıkça talihinizden şikayet etmeyin.
İşte hayat. İnsan hayatı tıpkı tarlada açan bir çiçeğe benzer. Bir katır gelip yiyiverir onu, çiçek sizlere ömür!
İki şeyin sınırı yoktur; dişilik ve onu istismar etmek.
Kendini yalnız hisseden kimse için her yer çöldür.
Eğer yalnızlıktan korkuyorsanız evlenmeyin.
Sevmeden evlenmek, inanmadan ibadet etmek gibi haince bir iştir.
İnsanlara ne dek layık veriyorsan pek tepene biniyorlar. Hele bir de verdiğin değeri onlara belirlenmiş ettiğinde.
Ölüm dehşet bir şeydir lakin insan eğer ölmeyi başaramayıp sonsuza kadar yaşasaydı bu daha dehşet olurdu.
Eğer sen, hatasız olsaydın; Başkalarının kusurlarını bulup çıkarmaya bu dek meraklı olmazdın.
Siz bana aptal hayaller arkasından koşmayan bir yürek gösterin, Ben de size mutlu bir insan göstereyim.
Mutlak bir mutluluk yoktur. Her sevinç kendi içinde bir zehir taşır veya dışarıdan gelen bir zehirle zehirlenir.
Yalan kadar insanı alçaltan bir şey yoktur.
Erkekler kalpleriyle değil fikirleriyle yaşarlar.
Erkekler özgürlük ve eşdeğer olarak doğarlar, fakat sonradan bazıları evlenir.
Aşılmasına imkan olmayan hiçbir duvar yoktur.
Hayat seni güldürmüyorsa, Espiriyi anlamadın demektir .
Üç Çeşitlilik İnsan Vardır: 1 Ekmek gibidir; Her Zaman ararsın ‘bazen’ bulursun. 2 İlaç gibidir; İhtiyacın olduğunda ararsın ‘pek az’ bulursun. 3 Mikrop gibidir, Sen aramasan da olur, Çünkü o seni ‘her süre’ bulur.
Bilgi, siz onu pratiğe dökmediğiniz sürece bir bedel taşımaz.
Mutluyken görmezden geldiğin şeyler mutsuzken canını yakar. “Çünkü insan hatalarını mutluyken değil, her zaman mutsuzken anlar”.
İnsanların birincil bakışta, ya da bir iki belirtiye bakarak birbirinin üstüne yargı vermelerini sağlayacak değin sayıda çark, vida ve supap değil hiçbirimizde.
Başkalarının günahıyla aziz olamazsınız.