Andrei Arsenyevich Tarkovsky biografisi
Meşhur Rus yönetmen.
Andrei Tarkovsky, 4 Nisan 1932 tarihinde, şimdiki Rusya sınırları içinde yer alan ve Volga Nehri kenarındaki bir şehir halkı olan Zavrazhe‘de doğdu. Annesi Maria Ivanovna bir oyuncu, babası Arseniy Tarkovsky ise meşhur bir şair ve çevirmendi. Tarkovsky, 1935 yılında ailesiyle birlikte gençliğinin büyük bir kısmını geçireceği Moskova‘ya gitti.
Andrei Tarkovsky’nin çocukluğuna iki kayda değer durum damgasını vurdu; 2.Dünya Savaşı‘nın başlamasıyla, babası Arseniy Tarkovsky orduya katıldı. Kendisi ve kız kardeşi Yat Limanı ise 1939 yılında küçük bir kasaba olan Yuryevetz‘e annesinin akrabalarının yanında gitti. Arseniy’in savaştan dönmesiyle beraber Tarkovsky ailesi 1943 yılında Moskova’ya geri döndü. Lakin savaştan tek kolunu kaybetmnen Arseniy, tekrar aile hayatına armoni sağlayamadı ve karısı Maria’dan boşandı. Bu tarihten itibaren Tarkovsky annesi, babaannesi ve kız kardeşiyle beraber yaşamaya başladı.
Okulda ahenkli olarak resim ve müzik çalışmalıyla ilgilendi. 1951‘de Moskova Doğu Dilleri enstitüsü‘ne kaydolduysa da geçirdiği bir hastalık nedeniyle bu bölümü tamamlayamadı. 1954 yılında ise Moskovadaki All-Union State Sinematografi Enstitüsü‘ne kaydoldu ve burada 6 sene her tarafında sinema eğitimi aldı. Enstitüde Mikhail Ilych Romm, onun en değer verdiği hocası oldu. Romm, Tarkovsky’nin yeteneğinin gelişim sürecine şahitlik etti ve 1971 yılında ölene kadar Tarkovsky’e destek verdi.
Tarkovsky, 1958 yılnda birincil yönetmenlik denemesi olan “Kontsentrat” (The Concentrate) adlı kısa filmi çekti. Bu dönemde enstitüde her öğrenciye yetecek teçhizat olmadığı için öğrenciler çalışmalarını iki yada üç karakter gruplar olarak yürütüyorlardı. bu nedenle Andrei Tarkovsky, sınıf arkadaşı Vasily Shukskin ile beraber bir Ernest Hemingway uyarlaması olan “Ubiitsy” (The Killers) adlı filmi çekti. Ama bu “takım çalışması” dönemi en manâlı meyvesini arkadaşı Andrei Mikhalkov Koncalovsky ile beraber çektiği “Katok i Skripka” (The Steamroller and the Violin) adlı filmle verdi. Bu film, Andrei Tarkovsky’nin enstitüdeki bitirme ödevi ve kendisini kanıtladığı birincil film olma özelliğini taşıyordu. “Katok i Skripka“, bununla birlikte onun daha sonraki yıllarda yapacağı çalışmalarına da ışık tutuyordu.
Tarkovsky’nin, Vladimir Bogolovun‘un hikayesini anlattığı ilk uzun metrajlı filmi “Ivanovo detstvo” (Ivan’ın Çocukluğu), Moskova’da 1962 yılında gösterime girdi ve benzer yıl Venedik Film Festivalinde Altın Aslan Ödülünü kazandı. Bu başarısı ona milletlerarası bir ün kazanmasına lakin benzer zamandaep oldu. 1969 yılında bitirdiği ve o sene Cannes Film Festivalinde ödül kazanan “Andrey Rublyov” adlı film Sovyet Film Depertmanının sansüründen fakat 1973 yılında geçebildi. 1974 yılında bitirdiği otobiografik filmi “Zerkalo” (The Mirror-Ayna) ise güçlü brokratik engellemeler yüzünden batı Avrupa salonlarına ama bir sene daha sonra ulaşabildi.
1971 – 1972 yıllarında, Stanislav Lem‘in bilim-kurgu eserinden uyarlayarak çektiği Solaris ile Tarkovsky, Sovyetler Birliği‘nde izafi olarak zararsız olan bir konuya -uzaya insan gönderilmesine- değiniyordu. Fakat bu filminde de uzun bir tenkit ve itiraz listesi sıralamayı ihmalkârlık etmiyordu. 1979 yapımı “Stalker” Tarkovsky’nin Sovyetler Birliğinde çektiği son film oldu. Bu soğuk ve kasvetli bilim-kurguyu Strugatsky kardeşlerin “Roadside Picnic” adlı eserinden sinemaya uyarlamıştı.
1982 yılında “Nostalghia“yı çekmek için İtalya‘ya gitti. Sovyet-İtalyan ortak yapımı olan bu filmin senaryosu, şair Tonino Gurerra‘nın kaleminden çıkmıştı. Oysa konusu aynı zamanda Tarkovsky’nin de kaderi olacak tipik bir rus açmazıydı: Kendi ülkesinde yaşaması mümkün olmayan, yurtdışındaki bir sanatçının memleketinin hasretiyle yanıp tutuşması.
1985 yılının sonunda son filmi olan “Offret“i (The Sacrifice) çektikten bir sene sonradan, 26 aralık 1986‘da Paris‘te akciğer kanserinden dolayı hayata gözlerini yumdu.