Aliya İzzetbegoviç
Aliya İzzetbegoviç

Aliya İzzetbegoviç

Aliya İzzetbegoviç biografisi

Boşnak devlet adamı ve bağımsız Bosna-Hersek’in 3 Mart 1992 – 14 Mart 1996 tarihleri aralarında ödev yapan birincil cumhurbaşkanıdır.

Aliya İzzetbegoviç, 8 Ağustos 1925 tarihinde Bosna-Hersek ’in kuzeybatısında yer alan Bosanski Šamac kasabasında Mustafa ve Hiba çiftinin beş çocuğundan biri olarak doğmuştur. Üç yaşındayken ailesiyle Saraybosna’ya taşındı. Saraybosna’da bir Alman lisesinde okudu. Aliya İzzetbegoviç ve ailesi Müslüman olmakla birlikte müslümanları Avrupa’ya dıştan girmiş kimseler olarak görebilen bir çevrede yetişti.

1949 yılında hapisten çıktıktan sonra önce ziraat fakültesine kaydolan Aliya İzzetbegoviç, iki sene daha sonra buradan ayrılarak hukuk fakültesini bitirdi. Avukatlık sınavını verdikten daha sonra 1962 yılında Saraybosna’daki bir şirkette hukuk danışmanı olarak çalışmaya başladı.

Aliya İzzetbegoviç, lise çağında İslamî konulara ilgisiyle öne çıktı. O dönemde bazı arkadaşlarıyla birlikte dinî konuları kavga etmek amacıyla Mladi Muslimani (Müslüman Gençler Kulübü) adını verdikleri bir kulüp kurdu. Bu kulübü kurduğunda demin 16 yaşındaydı, lakin oldukça etkin ve üretken bir zihin kabiliyetine sahip olduğu gözleniyordu. Bu yüzden kurduğu kulüp bir akıl kulübü olmaktan çıkarak aktivite kulübüne dönüştü. Dolayısıyla birtakım eğitim ve hayır faaliyetlerine öncülük etmeye başladı. Ayrıca genç kızlar için de ayrı bir birim oluşturdu. İkinci Dünya Savaşı esnasında da gereksinim sahiplerine yardım etti.

II. Dünya Savaşında Almanların işgaline uğrayan Yugoslavya, II. Dünya Savaşından sonradan 13 Ocak 1946 tarihinde yeniden bağımsızlığına kavuştu. Oysa Komünist Parti yanlıları ülkede yönetimi ele geçirdiler. Aliya İzzetbegoviç, din bilincinin uyandırılması faaliyetlerinde bulundukları gerekçesiyle 1946 yılında tutuklandı. Saraybosna’da askerlik görevini icra ettiği sırada tutuklanan Aliya, Askerî Mahkeme kadar 3 yıl hapse mahkûm edildi.

Aliya İzzetbegoviç ’in sıkıntıları 13 Ocak 1953 tarihinde iktidara gelen Josip Broz Tito zamanında daha da arttı. Tito’nun 1974’te yeni bir anayasa hazırlamasından sonra idare din üzerindeki kontrolünü kısmen hafifleterek bir takım geleneksel İslamî kurumların bitmiş işlev kazanmasına imkân sağladı. Bu yumuşama üzerine bazı camiler ve medreseler yeniden açıldı. Minik çapta da olsa bir yumuşamayla bazı dinî kurumların yeniden hayata geçirilmesi Müslümanlar aralarında hızlı bir İslamî uzlaşıya zemin hazırladı. 4 Mayıs 1980’de Tito ölünce federasyon cumhurbaşkanlığı konusunda bir uyuşmazlık ortaya çıktı. Bunun üzerine altı federal eyaletin her birinin cumhurbaşkanının sırayla bir yıl federasyon cumhurbaşkanlığı yapması üzere anlaşma sağlandı.

Josip Broz Tito liderliğindeki Yugoslavya’da da Müslümanların hakları için mücadele etmeye aralıksız Aliya İzzetbegoviç Bosna Hersek İslam Birliğinin yayın organı “Preporod” gazetesinin yanı sıra “Takvim” ve “Glasnik” gibi bültenlerde de yazılar yazıyor, camilerdeki sohbetlere katıldı. Yazılarını, çocukları Leyla, Sabina ve Bakir’in baş harflerinden oluşan “LSB” takma adıyla yayınlıyordu.

Aliya İzzetbegoviç ’in oğlu bu ortamdan yararlanarak babasının makalelerini bir kitapta toparlayıp, 1983’te “İslamî Manifesto” adıyla yayınladı. Bunun üstüne hükümet Aliya İzzetbegoviç ’i Avrupa’nın ortasında radikal İslamî bir cumhuriyet düzenlemek için çalışmakla suçladı ve tutuklattı. İzetbegović, mahkeme önüne çıkarılıp “dominant sistemi değiştirmek ve Bosna-Hersek’i İslamî devlete dönüştürmek için niyetlenmek”la itham edildi ve yargılamadan daha sonra 14 sene hapis cezasına mahkûm edildi. Fakat bu mahkûmiyet onun kitabının bütün Bosna’da duyulmasını ve tesirini göstermesini sağladı. Yargıtay kararıyla sonradan mahkûmiyet süresi 11 yıla indirildi. 1988’de çıkarılan bir afla da serbest bırakıldı.

Aliya İzzetbegoviç hapisten çıktıktan sonra Bosna-Hersek Özerk Cumhuriyeti ’nde Demokratik Eylem Partisi (SDA) adı bahşedilen bir siyasi parti kurdu. Bu parti Bosna-Hersek’te 5 Aralık 1990’da gerçekleştirilen genel seçimleri kazanarak lideri Aliya İzzetbegoviç Bosna-Hersek Özerk Cumhuriyeti ’nin cumhurbaşkanı oldu. Bosna-Hersek 1 Mart 1992 tarihinde gerçekleştirdiği halk oylaması ardından bağımsızlığını duyuru etti. 3 Mart 1992 tarihinde de egemen Bosna-Hersek Cumhuriyeti ’nin cumhurbaşkanı oldu.

Bosna-Hersek ’in bağımsızlığını bildiri etmesinden sonra 90 ’lı yıllarda Sırplar Bosna-Hersek yönetiminde laf sahibi olan Müslümanlara aleyhinde savaş açarak yeni bir toplu cinayet hareketi başlattılar. Sırplar Bosna-Hersek’in manâlı şehirlerini işgal ettiler. Bu işgal hareketi bir milyona yakın Müslüman ’ı göçe zorladı. Sırplar işgal ettikleri yerlerde hem toplu cinayet keza de facia gerçekleştiriyorlardı. Özellikle camileri ve İslamî izler taşıyan tarihî eserleri yıkmaya özen gösteriyorlardı. 1994’ün sonuna gelindiğinde Bosna-Hersek’teki iç savaşın aldığı can sayısı 250.000’i, göçe zorladığı insan sayısı ise 1 milyonu aşmıştı.

1995 yılında Aliya İzzetbegoviç, 1995’te ABD göre dayatılan Dayton Anlaşması‘nı imzalanmasıyla savaş sona erdi. Aliya İzzetbegoviç, laf konusu barış anlaşmasına ilişkin, “Bu adil bir barış yok, fakat savaşın sürmesinden daha iyidir.” ifadelerini kullanmıştı.

Hastalık nedeniyle 14 Mart 1996 yılında cumhurbaşkanlığı görevini vazgeçmek zorunda kaldı.

14 Şubat 2000 – 14 Ekim 2000 aralarında Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin ilk başkanı olarak tahsis yaptı. 2000 yılında sıhhat sorunları sebebiyle Devlet Başkanlığı Konseyindeki görevinden istifa etti. Ülkedeki Boşnakların en büyük partisi konumundaki Demokratik Eylem Partisinin (SDA)’nın 2001 yılındaki kongresinde ise parti başkanlığına aday olmayacağını söyledi ve arkasında partinin fahri başkanı duyuru edildi.

Evlilikleri :
1.eşi: Halida Izetbegović (e. 1949–2003). Bakir Izetbegović, Leila Aksami, Sabina Izetbegović adlarında çocukları oldu.
2.eşi: Melika Salihbegović (e. ?–2003)

Aliya İzzetbegoviç, 19 Ekim 2003 tarihinde Saraybosna, Bosna-Hersek ’de 78 yaşında ölmüştür. Aliya İzzetbegoviç ’in son görüştüğü devlet adamı ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu.

Aliya İzzetbegoviç’in hayatını konu alan Alija dizisi TRT tarafından 2018 yılında yapıldı.

Kitapları :
– Konuşmalar
– İslam Deklarasyonu ve İslamî Bitmiş Doğuşun Sorunları
– Tarihe Tanıklığım
– Özgürlüğe Kaçışım: Zindandan Notlar
– Doğu ve Batı Aralarında İslam
1983 – İslamî Manifesto
1970 – İslamî Manifesto

ALİYA İZZETBEGOVİÇ ’İN TARİHE GEÇEN SÖZLERİ
– “Her şeye kadir olan Allah ’a andolsun ama köle olmayacağız.”
– “Ölmeye hazırlanmış olan ahali, ölmeye hazırlanmış olmayanlara aleyhinde galip gelirler.”
– “Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın, lakin soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.”
– “Bir kelimeyi hiç aklınızdan çıkarmayın: Devlet. Devletin ne kadar manâlı olduğunu hepimiz kavrama etmeliyiz. Devletsiz bir ırk boşluğa düşer, rüzgarda savrulup gider.”
– “Kabile ve ulusun sıcacık sınırlarından kurtulmak için kendinizi Müslüman olarak düşünmeye başlayın.”
– “Nefrete nefretle cevap vermeyin. Bosna için dehşet çıkmaz sokaktır. Korku yalnızca bizim ruhlarımızı zedelemiyor, Bosna ’nın özünü de zedeliyor.”
– “Hukuk benim için yalnızca meslek değil inancım, yaşam tercihim ve yaşam felsefem.”
– “Din hurafeleri değil etmezse, hurafeler dini yok eder.”
– “Kur ’ân edebiyat değil, hayattır; dolayısıyla O ’na bir düşünce tarzı değil, bir yaşama tarzı olarak bakılmalıdır.”
– “Geleceğimizi geçmişimizde aramayacağız. Kin ve intikam ardındaki koşmayacağız.”
– “Ey teslimiyet, senin adın İslam ’dır!”
– “Yaşam kısa sözüne hiç asalet etmedim. Çünkü yeterince uzun yaşadığımı düşünüyorum.”
– “Ben Avrupa ’ya bu arada kafam önümde eğik gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü hiçbir tanrısal yere saldırmadık. Ama onlar bunların tamamını yaptılar. Keza de Batı ’nın gözü önünde; Batı medeniyeti namına.”
– “İnsan şahsiyetini alçaltan, onu eşyayla bir tutan her şey gayri insanidir.”
– “Ben dindarlığımı annemin dindarlığına borçluyum.”
– “Balığın suda yaşaması gibi dünyanın içinde yaşadığı çevre Kur ’ân ve İslâm ’dır.”
– “Müslümanların tez artan büyük nüfusuyla övünmemiz, bana şişmanlığıyla övünen ve aldığı yeni kilolardan tutku duyan bir adamı hatırlatıyor. Ruhumuza, akılımıza ve başarılarımıza şive yapmaya ne vakit başlayacağız? Minik ve kırılgan bir insanda bile insanlığa katkıda bulunabilecek büyük bir ruh bulunabilir. Gücümüz, bilimimiz, edebiyatımız nerede? Nerede buluşlarımız, küllî iyiliğe katkılarımız?”