Ali Hadi Bara biografisi
Eserleri ile Türk heykelciliğinde katı biçimciliğin aşılmasında etkin olmuş, yeni anlatım olanakları sunmuştur.
Ali Hadi Bara, 9 Eylül 1906 tarihinde Tahran, İran ’da doğmuştur. Babası Afgan asıllı Cafer Efendi, annesi Leh asıllı Bezmi Bayan’dır. Mehmet Sadi adında abisi vardı. Ailesi, o dört yaşındayken Türkiye‘ye geldi. Ufak ahşap heykelcikler yapan babasından heykel ile ilgili ilk izlenimlerini aldı. Anne ve babasının farklı kültürlere mensup olması onun hem doğu, ayrıca batı kültürünü tanımasında ve sanatkâr kişiliğinin gelişmesinde etkin oldu. İstanbul ’da ilkokuldan sonradan yazıldığı Saint Joseph Fransız Lisesi’nde Fransız kültürü ile tanıştı. Fikret Mualla Hürmet, Turgut Zaim gibi geleceğin kayda değer sanatçılarıyla arkadaşlık kurdu.
Ali Hadi Bara, 1923 yılında Fransız Lisesi Saint Joseph ’den sonra Sanayi-i Nefise Mektebi‘ne girdi ama ailesinin ekonomik koşullarının bozulması sebebiyle bir ay daha sonra okulu bıraktı. Fransızların işlettiği demiryollarında memurluğa başlayan Ali Hadi Bara, 2 sene sürdürdüğü bu görevi sırasında sanat eğitimine dönebilmek için fırsat kolladı ve sonunda yeniden sınavları kazanarak kaydolduğu Sanayi-i Nefise Mektebi‘ne 1925 yılında yeniden girdi ve İhsan Özsoy atölyesinde natüralist çizgide bir eğitim aldı. Fransızca dergilerden tanıdığı Rodin‘in üslubuna yakın olma duymasına niçin olmuştur. 1927 yılında mezun oldu.
Resim de yapan Ali Hadi Bara, 1926 yılındaki sekizinci ve 1927 yılındaki dokuzuncu Galatasaray sergilerine resimleriyle katılmıştır.
İtalyan Heykeltıraş Pietro Canonica‘nın 1926- 1928 yılları aralarında İstanbul Taksim meydanında yaptığı Cumhuriyet Anıtı’na Sabiha Bengitaş ile Ali Hadi Bara muavin olmuştur.
1927 yılında akademiden tanıştığı Bedia Hanım ile evlendi. Benzer sene kazandığı 3 yıllık bursla eşi ile beraber Paris‘e gitti. Paris‘teki Julian Akademisi ’nde Henri Bouchard ’ın öğrencisi oldu. Keza Charles Despiau ’dan özel dersler aldı, meşhur sanatkâr Aristide Maillol‘un yanında çalıştı. Bu sırada Paris‘in sanat merkezi olan Montparnasse‘da bir atölye kiraladı. Bu atölye muhtemelen Cemal Tollu ile paylaştığı bir otel odasıdır. İlk yapıtlarında Henri Bouchard‘dan ziyade Despiau ve Maliol’un etkileri görüldü.
Ali Hadi Bara, Paris‘te bulunduğu dönemde yaptığı tanıdık ilk heykeli olan 1928’de Paris Sonbahar Sergisinde Salon des Artistes Françaises’de sergilediği Bedia’nın Başı ise günümüzde kayıptır. 1929 yılında Havva heykeli ile Fransa‘nın Paris kentinde düzenlenen bir sanat sergisi olan Salon d’Autumne’a katılmıştır. Bu süreçte İtalya‘ya kısa süreli bir ziyarette bulunduğu anlaşılmaktadır. 1929 tarihli Floransa devlete ait bu sırada yaptığı bir çalışmadır ve kendi kuşağının isimleriyle Türk resmine giren kübist– inşacı duyarlılığı yansıtmaktadır. 1929’da Paris‘te Güz Sergisi’nde yer alan “Havva Figürü”, manâlı bir anıtsal yapıtıdır. Havva, günümüzde İstanbul Fotoğraf ve Heykel Müzesi’ndedir.
Kendi otoportresi
1930 yılında Paris ’deri İstanbul ’a dönen Ali Hadi Bara, 23 Ağustos 1930 tarihinde Güzel Sanatlar Akademisi’ne kütüphane memuru ve asistan olarak işe girdi. Hem Paris ’deri döndükten sonra; 15 Temmuz 1929 tarihinde belirlenmiş olan ve Refik Fazıl Epikman, Cevat Dereli, Asalet Akdik, Mahmut Cuda, Nurullah Berk, Ayla Asaf, Ali Avni Çelebi, Ahmet Zeki Kocamemi, Muhittin Sebati, Ratip Aşir Acudoğlu, Fahrettin Arkunlar ’dan oluşan Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği ’ne katıldı.
Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği ’nin bazı sergilerinde bulunan Ali Hadi Bara, bu sergilerden en önemlisi Şubat 1931’de Beyoğlu’ndaki Moskovit salonunda açılan birliğin dördüncü sergisidir. Ali Hâdi, bu sergiye Paris‘deri zorluklarla getirdiği Havva ile katılmıştır. Bu sergide hem Bedia’nın Başı Maarif Vekili Mustafa Necati Büstü ile birlikte Floransa resmini de sergilemiştir. Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği‘nin 1931 yılı sonunda eski Türk Ocağı binasında açtığı sergiye de katılmıştır.
1932 yılında Atatürk Büstü ve Tevfik Fikret Büstü yapmıştır.
1933 yılında Güzel Sanatlar Akademisi ’ndeki modelaj atölyesinin başına getirildi. 1933 yılında Mareşal Mustafa Fevzi Iyi Anlamak Büstü’nü çalışmıştır. Bu eser, Cumhuriyet’in onuncu yılı sebebiyle düzenlenen ve 1936 yılına kadar devam eden İnkılâp Sergisi’nin ilkinde yer almıştır.
1933 yılında ayrıca gerek sanatçının kariyerinde gerekse Türk anıt heykelciliğinde çok önemli bir yere sahip olan Adana Ulusal Kurtuluş Anıtı’na başlamıştır. Bu sanatçının ilk anıt çalışmasıdır.
1934 yılında Soyadı kanunu çıkması ile “Bara” soyadını aldı.
İlk abide eseri olan Adana Anıtı’nın açılışı 1935 ’te gerçekleşti, 1936 yılında gerçekleştirdiği Gemlik Atatürk Heykeli ise, sanatçının ikinci anıt çalışması olarak önem taşımaktadır. 1936 yılında Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği‘nin yedinci sergisine katıldı. 1936- 1937 yıllarında bir Atatürk Büstü ile birlikte Ahmet Rasim Büstü’nü gerçekleştirdi.
1937 yılında askerliğini yaparken komutanının görevlendirmesi ile İstanbul Harbiye ’deki Harbiye Atatürk Anıtı’nı yaptı. Aynı yıl, Erzurum‘da yapılması planlanan anıt projesine hazırladığı maket, yerli ve tanıdık olmayan sanatçıların oluşturduğu bir jürinin seçimiyle birincilik ödülünü kazanmış oysa proje sonra uygulanmamıştır.
Ali Hâdi Bara ’nın1937 yılında manâlı bir çalışması da Tors‘tur. Ağustos 1937 yılında Yüksekokul salonlarında düzenlenen Elli Takvim Resim ve Heykel Sergisi’ne katıldı.
Ali Hâdi Bara, 1938 yılında Nazilli Atatürk Heykeli’ni Zühtü Müridoğlu ile birlikte gerçekleştirmiştir. 1939 yılında ilki düzenlenen Devlet Resim ve Heykel Sergisi’ne Tors ve Atatürk Başı ile katıldı. 1940 yılındaki ikinci sergiye; Çıplak Bayan, Erkek Torsu, Bayan Torsu ve Bayan Başı (M.T.) adlı eserlerle katıldı. Bu sergilere 1940, 1941 ve 1942 yıllarında da katılmıştır.
Ali Hâdi Bara, 1939 yılında, New York‘taki Dünya Fuarı’nda sergilenmek üzere büyük boyutlu Atatürk Başı’nı yaptı.
Ali Hadi Bara, Zühtü Müridoğlu ile beraber 1941-1943 yılları arasında Beşiktaş’taki Barbaros Anıtı’nı, 1946 yılında Zonguldak‘taki atlı Mustafa Kemal ATATÜRK ve İsmet İnönü heykelini yaptı.
Barbaros Anıtı, Ali Hadi Bara ’nın Zühtü Müridoğlu ile birlikte yaptığı; Beşiktaş’ta ünlü Osmanlı amirali Barbaros Hayreddin Paşa‘nın hatırasına 1944 yılında dikilen bronz dökümden üretilmiş anıttır. Kaide üzerindeki kabartmaları Zühtü Müridoğlu, figürleri Ali Hadi Bara yapmıştır.
1943 yılında ikinci kere askere çağırılan Ali Hadi Bara, Sarıkamış’a gönderildi. Askere gücenme ve bütçe konusundaki sıkıntılar nedeniyle Barbaros Anıtının açılışı 25 Mart 1944 tarihinde onbinlerce kişinin katılımıyla gerçekleşti.
Zühtü Müridoğlu – Ali Hadi Bara, Zonguldak Atlı Atatürk Heykeli, 1946
1946-1947 yıllarında İstanbul Caddebostan Plajyolu’nda atölye olarak da kullandığı kendi evini yaptı. Bu atölyeye geçtikten sonraki dönemde soyut sanatla ilgilendi. 1956- 1957 yıllarında Plajyolu atölyesinden ayrılarak Kandilli’deki atölyeye taşındı. Kayıkhanesini atölye olarak kullandığı Kandilli’deki bu yalı da sanatçıların buluşma mekânı olmuştur.
1949 yılında yaz tatilini devretmek ve sanattaki gelişmeleri peşine düşüp takip etmek için Paris‘e gittiğinde Paris‘te öğrenim görmekte olan öğrencisi İlhan Koman, ilgisini yeni soyut sanat eserlerine çekmişti. Oradaki izlenimlerinin etkisiyle yurda döndükten daha sonra figüratif çalışmalardan uzaklaştı, görünmeyen anlayışta eserler vermeye başladı. Feza Çağı adlı yapıtı, bu dönemdeki kayda değer yapıtlarındandır.
Ali Hadi Bara, Güzel Sanatlar Akademisi ’ndeki ikiye ayrılan heykel atölyelerinden birisinin başına 1950 yılında bitmiş getirildi. Diğerin de başına Zühtü Müridoğlu getirildi. 1951-1953 yılları arasında Anıtkabir çalışmalarına katkıda bulundu.
1954 yılında eserlerinde demir ve sac malzeme kullanmaya başlayan Ali Hadi Bara, birincil demir heykellerini üretmeye başlamış, Eylül 1954’te İstanbul’da düzenlenen Milletlerarası Sanat Eleştirmenleri Kongresi kapsamındaki Türk Resim ve Heykel Sergisi’ne demir levhalarla yaptığı heykellerle katılmıştır.
Nisan 1955’te Fransız Başkonsolosluğu galerisinde kültür müşavirliği tarafından, Paris atölyelerinde çalışmış Akademi hocalarının eserlerinden oluşan bir resim ve heykel sergisi düzenlenmiştir. Sergiye usta Nurullah Berk, Sabri Berkel, Cevat Dereli, Halil Dikmen, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Neşet Günal, Zeki Faik İzer, Cemal Tollu ve heykeltıraş Ali Hâdi Bara, İlhan Koman ve Zühtü Müridoğlu katılmıştır.
Ali Hadi Bara, 1954- 1956 yıllarında mimar Zeki Sayar‘ın çıkarttığı Arkitekt dergisinde özellikle plastik sanatların sentezi üstüne yoğunlaşan yazılar yazdı.
1956 yılında ve 1958 yılında Venedik Bienali’ne iki demir heykel ile katıldı. 1957 yılında Brezilya ’da 4. Sao Paolo binealine katıldı.
1950’li yıllarda sağlık durumu sorunları başlayan Ali Hadi Bara, 1958 yılında arkadaşı mimar Sadi Öziş‘le birlikte hastalığının teşhisi için Londra‘ya gitmişlerdir. Önce Venedik peşinde Paris ve nihayet Brüksel Fuarı’nı ziyaret etmek üzere Brüksel‘e uğramışlardır. Londra‘da üçgenin taban olmayan kenarı damarlarında tıkanma teşhis edilmiştir. Bu bir iki aylık geziden sonradan yurda dönmüşlerdir.
1959 yılında Londra‘da bacak damarlarından ameliyat olmuş, ama sonra sağlığına dikkat etmediği için her tarafta rahatsızlanmıştır. 1960’lı yıllarda sağlığı gitgide artarak bozulmaya başlamıştır.
1961 yılında Brezilya ’da 6. Sao Paolo Bienali’ne beş adet demir heykelle katılmıştır. Aynı yıl, Paris, Rodin Müzesi 2. Modern Milletlerarası Heykel Sergisi’nde eserleriyle yer almıştır. 18 Kasım 1964 tarihinde Hoş Sanatlar Akademisi’ndeki görevinden can atarak emekli olmuştur.
1966 yılında bir defa daha Paris, Rodin Müzesi’nin Uluslararası Heykel Sergisi’ne katıldı.
1970 yılında iki defa üst üste felç geçiren Ali Hadi Bara, 30 Ağustos 1971 tarihinde İstanbul ’da 65 yaşında ölmüştür.