Alfred Dreyfus
Alfred Dreyfus

Alfred Dreyfus

Alfred Dreyfus biografisi

1894 yılında orduya ihanet ettiği ileri sürülüp mahkûm edildi. Suçlanışı Avrupa tarihinde Dreyfus Davası olarak bilinir.

Alfred Dreyfus, 9 Ekim 1859 tarihinde Mulhouse, Fransa ’da Yahudi bir aile olan Raphael ve Jeannette Dreyfus çiftinin dokuz çocuğundan en küçüğü olarak doğmuştur. Yahudi asıllı Fransız subayıdır. Ailesiyle birlikte doğup büyüdüğü Mulhouse şehrinden 1870 yılında Alsace şehrine taşındıktan sonra 1877 yılında gittiği Paris‘teki Ecole Polytechnique Üniversitesi‘nden 1880 yılında asteğmen olarak mezun oldu. 1880 -1882 yılları arasında da Fontainebleau Topçu Okulunda topçu subayı eğitimini tamamladı.

1888 yılında yüzbaşı oldu. sırası gelmişken Bourges ’daki patlayıcı maddeirdi. 1889 yılında harp okulunu da bitirdi.

Bu parlak subayın önünü kesmek ve subay olmasını önlemek için, Savaş Okulunun Müdürü General Bonnefond, özellikle garip bir yöntem kullanmakta, onun notlarını aralıksız budayıp düşürmektedir. Ama General Bonnefond ’a karşın Dreyfus ’ün siciline gerçi dokunulamaz. Bu sicilde şunlar yazılıdır: ‘Sağlığı yeterince iyi. Ilımlı yapıda. Öğrenimi, giyimi kuşamı iyi. Genel öğrenimi / kültürü çok geniş. Kuramsal askeri öğrenimi ve uygulamacılığı . Idareci olarak fazla başarılı, . mükemmel Almanca bilir. İyi bir at binicisi. Pekiyi derecesiyle diplomasını almıştır. Sorunları mükemmel kavrayan ve seziş gücü canlı ve kıvrak, kesintisiz çalışan, kurmaylık hizmetlerine çok ivedi armoni karşılayan bir subay ’. Şüphesiz Dreyfus ’ü parlak bir gelecek beklemektedir.

Aynı kurumda çalışan ve onun başarılarını çekemeyen Hubert Joseph Henry ile Du Paty Clam adındaki subaylar, Alfred ’i, Fransız Ordusu ’nun sırlarını Almanya ’ya satmakla suçlayan sahte bihbar ettiler.

15 Ekim 1894 tarihinde yargılandığında, Fransa ’nın askeri sırlarını Almanlara satmakla suçlanan Yüzbaşı Alfred Dreyfus davası yalnızca Fransa ’da yok bununla birlikte bütün dünyada yankılar uyandırmıştır. Dava bittikten daha sonra da yıllarca bu casusluk olayının dedikodusu sürüp gitmiştir.

Almanların Paris ’te ki askeri ateşesi Binbaşı Max von Schwartzkoppen ’e gönderilen bir mektup üstüne Yüzbaşı Dreyfus vatana ihanet suçundan askeri mahkemeye verilmişti. Alman askeri ateşesine gelen mektupta Fransızların gizli askeri planlarının özeti yazılıydı. Dreyfus ’un el yazısıyla bu mektuptaki yazı birbirine uyduğu için yüzbaşının suçlu olduğu varsayım edilmişti. Mahkemede Dreyfus masum olduğunu bahis ettiyse de kimse onu dinlemiyordu. Sanık mahkûm oldu.

Dreyfüs, ömür boyu hapse hükümlü olarak, Fransız Guyana ’sındaki korkunç Şeytan Adası ’na sürüldü. Nişanları ve apoletleri sökülürken bile Alfred: “Ben masumum… Yaşasın Fransa!..” diye haykırmaya devam ediyordu. Viyana kaynaklı “Neue Press” gazetesinin muhabiri de bu yürek parçalayıcı töreni izleyenler arasındaydı. Sahiden bu birey, ateşli bir “Asimilasyon” yanlısı, Theodor Herzl ’den başkası değildi.

Dreyfus ’un suçlu görülmesinin bir sebebi de bir Musevi ailesinin çocuğu olmasıydı. Ondan sonradan iki sene kadar Dreyfus davası unutuldu.

O sıralarda ünlü Fransız yazarı Emile Zola “İtham Ediyorum!” isimli bir yazı yayımlayarak Dreyfus ’un savunmasını yapınca mahkemeye verildi ve hapse hükümlü edildi. Clemenceau, Rousseau, Anatole France, Joseph Reinach ve Charles Peguy dıkları için aksi kanaatte olanlar ağır ağır nüfuzlarını kaybediyorlardı. Alfred Dreyfus bu çabalar sonucu, sivil bir mahkemede yargılanma hakkını elde etti. O tarihlerde Esterhazy Londra ’ ya kaçarken, Binbaşı H. J. Henry, 1898 ’de suçlu olduğunu itiraf ettiği bir mektup bırakarak intihar etti… Alfred ’in çabaları sonuçsuz kalmadı. 1906 ’da suçsuz olduğu ilan edildi.

Alfred Dreyfus, 18 Nisan 1891 tarihinde Lucie Hadamard ile evlendi. Jeanne Dreyfus, Pierre Dreyfus adlarında iki çocuğu oldu.

Alfred Dreyfus, 12 Temmuz 1935 tarihinde Paris, Fransa ’da 76 yaşında ölmüştür.