Akhilleus biografisi
Akhilleus, Teselya ’da Phytia şehrinde hüküm süren ölümlü bir baba olan Peleus ile bir tanrıça olan Tethys ’in oğlu idi. Baba kadar doğrudan Zeus soyundan gelir.
Tanrılar soyundan olamak istedi, doğunca tılsımlı bir ateşe tuttu, lakin kocası Peleus ’un pat diye gelmesi üzerine işi yarıda kaldı. Akhilleus ’un kaderinde iki hayattan biri vardı: Ya kısa, lakin şöhret ve haysiyet doymuş bir yaşam, yahut uzun, fakat silik bir yaşama. Bir rivayete göre: annesi onu (yaralanmaz) bir ülkü hazırlamak için, topuğundan tutarak (Styks) ırmağına daldırdı. Bu sebepten kahramanın, suya batmamış olan topuğundan diğer, hiçbir yerine ok işlemez, kılıç kesmezdi. Onu Kentor Khiron terbiye etti. Khiron ona ok atmasını, yara tedavisini öğretti. Onu cesur, atılgan bir kahraman yerine getirmek için, arslan iliği ile besledi. Bu yüzden o, altı yaşına basınca, arslanları öldürmeye, koşan geyikleri yakalamaya başladı. Homeros’un MÖ 720’lerde yazmış olduğu on altı bin dizelik İlyada mitolojik eserinde Akhilleus Greklerinin en büyük savaşcısı olarak baş karakterdedir.
Efsaneye göre, öleceğini bildiği halde Helen’i geri elde etmek için yapılan ve en büyük savaş kabul edilen Truva Savaşı’na adının sonsuza değin aTruvalı prens Paris kadar raslantı, sol topuğundan zehirli okla vurularak ölmüştür.