Adolf Hitler
Adolf Hitler

Adolf Hitler

Adolf Hitler biografisi

Adolf Hitler, 1889 Avusturya doğumlu devlet başkanı. Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi ’nin (NSDAP) yani Nazi Partisi ’nin lideri olan Hitler, 1933 ’de Almanya‘nın başbakanı oldu. 1934 ’de kendisini Almanya ’nın Führeri (lideri) ilan eden Hitler, 1945‘deki ölümüne değin Alman halkını peşinden sürüklemeyi başardı. Almanya’nın üstün millet olduğuna inandı ve Almanca konuşan herkesi tek bir çatı altında toplamayı maksat edindi. Hitler, bu uğurda çoğu Yahudi’yi ve öteki azınlık mensuplarını katletti.
Adolf Hitler, 20 Nisan 1889 ’da Alois (Schicklgruber) Hitler (1837-1903) ve Klara Pölzl ’in (1860-1907) üçüncü çocuğu olarak Yukarı Avusturya ’da, Almanya sınırına çok yakın minik bir kasaba olan, Braunau am Inn ’de dünyaya geldi. ev hanımı olan annesi Klara, Alois Hitler ’in 3. eşi ve bununla birlikte da ikinci dereceden kuzeniydi. Aralarındaki akrabalık sebebiyle kilisenin özel izniyle evlenen çiftin Gustav ve Ida adındaki ilk iki çocukları daha bebekken ölmüş, Adolf ’dan sonradan dünyaya gelen Edmund ise yalnızca 6 yaşına kadar hayatta kalabilmişti. 21 ocak 1896 ’da ise kız kardeşi Paula Hitler dünyaya geldi.

Gümrük memurluğu yapan babası Alşinden de Alois Jr. ve Angela isimlerinde iki çocuğu vardı. usulsüz olarak dünyaya gelen Alois, 39 yaşına dek annesinin soyadını (Schicklgruber) taşıdı. Ziyaret ettiği doğum kayıtlarından sorumluluk sahibi bir rahibin, üvey babasının ‘Johann Georg Hiedler ’ olduğunu ( bir öteki olasılık ise kardeşi Johann Nepomuk Hiedler ’di) kanıtlamasıyla ‘Hiedler ’ soyadını kullanmaya başladı. Hiedler, Huetler ve Huettler gibi şekillerde telaffuz edilen soyadı, son olarak Hitler şeklinde yerleşti. (Sonraları Adolf, politik düşmanları tarafından soyadının fiilen Hitler olmadığı, Schicklgruber olduğu suçlamalarıyla karşılaştı. Keza 2. Dünya Savaşı sırasında, Alman şehirleri üzerinden ‘Heil Schicklgruber ’ (Yaşasın Schicklgruber) ibaresi içeren broşürler uçaklardan atılarak müttefik propagandası olarak da kullanıldı.)

Alois Hitler

Yasal olarak Hitler soyadı ile dünyaya gelen Adolf ’un anneannesinin ismi de Johanna Hiedler ’di. İsmi eski Almanca ’da ‘asil kurt ’ (Adolf = nobelity + wolf) anlamına gelen Adolf, akrabaları arasında kısaca ‘Alışılagelmiş ’ ismiyle biliniyordu. (Adolf Hitler, yakın çevresiyle arasında, 1920 ’lerin başlarından 3. hükümetin düşüşüne dek ‘Wolf ‘ takma adını kullandı. Hatta bu durum Avrupa kıtasındaki farklı alanlara yönlendirilmiş merkezlerin isimlerinde de etkili oldu. Doğu Prusya ’da Wolfsschanze, Fransa ’da Wolfsschlucht, Ukrayna ’da Werwolf gibi.)

Babasının çıkan tayinleri sebebiyle Braunau ’dan Passau ’ya ardından Lambach ’a, Leonding ’e ve Linz ’e taşınmalarıyla, ilkokul eğitimini dağıtılmış okullarda bölge Adolf, başarılı bir öğrenciydi.

tirnak-sol.gifspacer.giftirnak-sag.gifEn fazla tarih ve coğrafya derslerinde başarı gösteriyordum. İşte bu sıralarda “milliyetçi” oldum ve tarihin gerçek anlamını anlamayı, algı etmeyi ve bu konuya nüfuz edebilmeyi öğrendim. Zevklerim, beni babamın hayatına benzer bir hayata itmiyordu. Hitabe yeteneğim, çocukluk arkadaşlarıma verdiğim, ikna edici ve daha doğrusu kandırıcı söylevlerle oluşmaya başladı. Kendi kendimi güç yöneticilik edebilen küçük bir lider olmuştum. bu vesileyle iyi bir öğrenci olduğumu da söyleyebilirim. Amaçlamak bana basit geliyordu. Boş zamanlarımda “Lambach Chanoine”lerin yanına şan dersleri takip ediyordum. (Kavgam, Birim. 1)

Linz ’de başladığı lisede ise 1. sınıfı tekrar yeniden suç işlemek zorunda kaldı. Kendisi gibi memur olmasını isteyen babasının tersine, Adolf ona direniyordu ve ressam olmak istiyordu.

tirnak-sol.gifspacer.giftirnak-sag.gifHitabe yeteneğim babam tarafından takdir edilmiyordu. Ailem benim davranışlarımdan dolayı endişeleniyordu.Tavır hevesim yavaşça kaybolurken, kişiliğime daha uygun becerilerim ortaya çıktı. Babamın kütüphanesinde elime geçen askeri konularla doymuş farklı alanlara yönlendirilmiş kitapları ve 1870 – 1871 Alman Fransız savaşlarına ait yazıları büyük bir özenle okuyordum. Kısa zamanda mertlik, ahlaki düşüncelerimde birinci sıraya geçti. Savaşnaktan toplamaya başladım. (Kavgam, Birim. 1)

Çizimlerine ve resimlerine çok güvenen Adolf, bu konudaki direnişine hiç ara vermiyordu. (1. Dünya Savaşı ’na katılmasından önce, Hitler ’in 2000 ’den artı çizimi ve resmi vardı.)

tirnak-sol.gifspacer.giftirnak-sag.gifBir vakitler kendi hayatının en büyük halkalarını oluşturan şeyin, benim tarafımdan kabul edilmemesine bir türlü fikir erdiremiyordu, işte bu yüzden babamın kararı kolay, kesin ve çok doğaldı. Yaşam kavgasının kazandırdığı çelik gibi bir karaktere sahip olan babam, benim, daha açık konuşmak gerekirse acemi bir delikanlının geleceği hakkında karar vermesine müsade vermiyordu. Lakin sonunda iş ayrı oldu. (Kavgam, Birim. 1)

Hitler ’in babası geçirdiği felç nedeniyle 3 ocak 1903 ’te öldü. Babasının ölümünden 3 sene sonradan, liseyi terk edip, babasız çocuklar pansiyonuna yerleşen Adolf, annesinin de desteğiyle bohem bir yaşam sürdürmeye başladı.

tirnak-sol.gifspacer.giftirnak-sag.gifBenim için iş problemi, varsayım ettiğimden fazla daha kısa bir zaman içinde çözülecekti. Çünkü, babam daha ben on üç yaşındayken birdenbire vefat etti. Bir felç darbesi, babamı en zinde döneminde iken yere vurdu. O dünyadaki hayatını acı çekmeden sona erdirdi. Fakat bizi büyük bir üzüntünün içine attı. Babamın en büyük ricası, oğlunu, kendisinin ilk günlerinde çektiği yokluklardan kurtarmak için bana meslek sahibi olmamda takviye etmekti. Bu isteğini gerçekleştiremedi. Lakin bilinçsiz bir biçimde benim içime, ikimizin de aklımızdan geçirmediğimiz bir geleceğin tohumlarını ekmişti. (Kavgam, Bölüm. 1)

Adolf, ağır şekilde hastalandı ve hekim tavsiyesiyle liseden bir yıl değin uzaktan kaldı. Bu dönem her tarafında çizimlerine devam etti.

tirnak-sol.gifspacer.giftirnak-sag.gifCiğerlerim feci şekilde hasta idi. Doktor anneme beni, gelecekte bir kalem odasına kapamamaya ve bilhassa minimum bir yıl Realschule’deki öğrenimime ara vermeyi öğütledi. Kuytu isteklerimin ve daha da kararlı mücadelelerimin hedefi bu nedenle bir hamlede sağlanmış oluyordu. Hastalandığım için annem Realschule’yi bırakarak akademiye girmeme rıza gösterdi. (Kavgam, Bölüm. 1)

1907 yılında başvurduğu Viyana Hoş SanatlarAkademisi (Academy of Fine Arts Vienna) göre ressamlığa yerinde olmadığı gerekçesi ve yeteneklerini mimarlık alanında geliştirmesi öğüdüyle reddedildi. Adolf, bu öğüdü yerine getirmeyi fazla istemesine rağmen bunun için teknik daha alçak yapısı ve lise diploması olması zorunluydu.

Annesinin hastalığı ortaya çıktığında geçim kaynakları az kalsın kurumak üzere olan Adolf, kendisine bağlanan yetim aylığıyla geçiniyordu. Bu yüzden Viyana ’ya gitme kararı aldı.

tirnak-sol.gifspacer.giftirnak-sag.gifBir çanta dolusu elbise ve çamaşırla Viyana’nın yolunu tuttum, içimde sarsılmaz bir irade vardı. Babam elli sene önce kaderini zorlamayı başarmıştı. Babam gibi yapacaktım. Fakat ben “adam” olacaktım, memur değil. (Kavgam, Birim. 1)

1907 ’nin 21 aralık gününde, annesi en ince ayrıntısına kadar ilerleyen göğüs kanseri nedeniyle hayatını kaybetti. Hitler, koskocoman bir üzüntüye boğulmuştu. Bundan Böyle tek isteği Güzel Sanatlar Akademisi ’ne girebilmekti.

tirnak-sol.gifspacer.giftirnak-sag.gifBabama saygı ile bağlanmıştım, annemi ise sevmiştim. (Kavgam, Birim. 1)

1908 ’de bir kez daha başvurduğu akademinin, onu yeniden reddetmesinin ardından umutlarını da yitirmiş bir şekilde adamakıllı parasız kaldı. Babasız maaşının kendi payına düşen kısmını da kardeşi Paula ’ya veren Adolf, 21 yaşındayken halasından kalan eksik miktardaki miras parasının da bitmesiyle 1909 ’da evsizler yurduna yerleşti. Posta kartlarından kopyaladığı bakış resimlerini, dükkanlara ve turistlere satarak geçinmeye çalışan Adolf, 1910 yılında çalışan fakir adamların kaldığı bir eve yerleşti.

tirnak-sol.gifspacer.giftirnak-sag.gifNihayet on dört on beş yaşıma geldiğimde siyasetten bahsedildiği sıralarda Yahudi kelimesini duymaya başladım. Bu sözler ben de az da olsa bir itiraz etme duygusu uyandırıyordu. Mezhepler dolayısıyla meydana çıkan tartışma ve çekişmeleri gördüğüm süre içimde antipatik hisler kabarıyordu.

Almanla Yahudi arasındaki farkın yalnızca dinler aralarında olduğunu zannediyordum. Hatta kesintisiz zulümlere kasıt olmalarını, din (arkına veriyor ve bu yüzden de kendilerine antipati beslemiyordum.”

İşte kafam bu düşüncelerle doymuş olarak Viyana’ya geldim. O günlerde Viyana’da iki milyon kişi yaşıyordu ve bu nüfusun iki yüz bini Yahudi idi. İşte ben bunun farkında değildim. İlk günlerde gözlemlerim ve düşüncelerim, yeni bedel ve fikirlerin giriştikleri hücuma böylece o kadar aleyhinde koyacak kuvvette değildi. Nihayet içimde yavaş yavaş sükûnet ortaya çıkmaya başladığı ve bu hummalı hayaller açıklığa kavuştuğu sıralarda, Yahudi meselesi ile burun buruna geldiğim lahza ancak, etrafımı çepeçevre saran dünyaya fazla daha özenli bakmaya başladım.

Yahudi meselesi ile karşılaşmamdaki şekil bana böylece hoş gelmedi. Ben o sıralarda Yahudi’yi yalnızca diğer bir dine mensup bir kimse olarak kabul ediyordum. Dini çekişmelerden ve dini inanışlardan çıkan her türlü düşmanlığı, haz ve insaniyet namına defalarca kınamaktan da kendimi alamıyordum. sırası gelmişken Viyana’nın Yahudi aleyhtarı basının tutumu da bana uygar bir milletin örf ve geleneklerine yakışmaz gibi geliyordu. (Kavgam, Bölüm. 1)”

Viyana ’dayken, ilk kez içinde Doğu Avrupa ’daki birçok Ortodoks Yahudi (Hitler ’e tarafından ırkçı teorilerle girift, geleneksel dinci ve önyargılı, geniş bir yahudi kitlesi) için, anti-semitist fikirler barındırmaya başladı. Zamanla Lanz von Liebenfels ’in millet ideolojileri ve anti-semitizm hakkındaki yazılarından ve Vienna Belediye Başkanı, bununla birlikte Hıristiyan Sosyal Partisi ’nin (Christian Social Party) kurucusu ve tarihin en şiddetli demagoglarından Karl Lueger ve Pan-Germanic Away from Rome! Hareketi ’nin (pan-Germanic Away from Rome! Movement) lideri Georg Ritter von Schönerer gibi politikacıların yarattığı polemiklerden etkilendi. sonra yazdığı Kavgam (Mein Kampf) adlı kitabında, dine bağlı anti-semitizm karşıtlığından, nasıl bütün tersi bir zemine (anti-semitizmi ırkçı zeminde desteklemeye) geçiş yaptığını anlattı.

Hitler Yahudileri, kendi tanımladığı Ari Irk ’ın doğal düşmanları olduğunu bahis etmeye başladı ve Avusturya ’daki krizden de onları sorumluluk sahibi tuttu. bununla birlikte kendi Anti-semitizmini Anti-Marxism ile karıştırarak, sosyalizmin ve özellikle de liderleri aralarında birçok Yahudi bulunduran Bolşevizmin keskin hatlarını tanımladı. Almanya ’nın uğradığı askeri bozgundan 1917 Devrimlerini sorumlu tutarak, yahudilere Almanya İmparatorluğu ’nun askeri yenilgisinin ve neticede ortaya çıkan hesaplı problemlerin de suçlusu kabul etti.

Fazla Uluslu Avusturya Monaşi Krallığı Parlementosu’ndaki patırtılı sahnelerden çıkardığı genellemeyle, demokratik parlementer sistemin aşağılığına ve bayağılığına dair değişmez bir inanç geliştirdi. Bu da kendi politik görüşlerinin temeli biçimlendirdi. (Yakın arkadaşı ve oda arkadaşı August Kubizek ’e kadar ise Hitler o dönemde politikadan çok Wagner ’in operalarıyla ilgilenmekteydi.)

Babasından kalan mal varlığının son parçasıyla mayıs 1912 ’de, Münih ’e gitti. her zaman gerçek Almanya ’da yaşamak istemişti. Mimariyle ve Houston Stewart Chamberlain ’ın yazılarıyla daha da ilgilenmeye başladı .

tirnak-sol.gifspacer.giftirnak-sag.gif1912 yılının baharında Münih’e gittim, Güya yıllarca orada .oturmuşum gibi şehir halkı bana hiç yabancı gelmedi, incelemelerim beni daima bu Alman sanatının merkezine götürmüştü. Münih bilinmezse Almanya görülmüş sayılamayacağı gibi, Münih tanınmadıkça Alman sanatı hakkında da bir fikre sahip olunamaz. (Kavgam, Birim. 4)

Münih ’e gitmesi, bir süreliğine Avusturya ’daki askerlik görevinden de kaçmasını sağladı ama sonrasında Avusturya Ordusu göre tutuklandı. Yapılan somut tahlil ve vicdan azabı savunması sonrasında askerlik için elverişsiz sayıldı ve Münih ’e dönmesine müsade verildi. Buna rağmen ağustos 1914 ’de Almanya 1. Dünya Savaşı ’na girdiğinde acilen Bavyera kralı 3. Ludwig ’den Bavyera alayında savaşmak için müsade ricasında bulundu. İsteği kabul edildi ve Hitler gönüllü olarak Bavyera ordusuna katılmış oldu.

tirnak-sol.gifspacer.giftirnak-sag.gifSiyasi sebeplerden dolayı önce Avusturya’yı terk ettim. Habsbourglar Devleti için uğraş etmek istemiyordum. Ama milletim ve imparatorluk için her an ölmeye hazırdım. 3 Ağustosta Kral Üçüncü Louis’ye bir dilekçe sundum ve Bavyera alayına girmek lütfunun benden esirgenmemesini talep ettim. Hiç değişkenlik yok ki o günlerde özel kalem daireleri o kadar meşguldü, işte bundan dolayı, hemen ertesi günü, isteğimin kabul edildiği haberini ve bir Bavyera alayına başvuru emrini alınca öyle çok sevindim. Birkaç gün zarfın da ama altı yıl sonradan sırtımdan çıkaracağım üniformamı giydim işte benim ve her Alman için şu ölümlü hayatın en unutulmaz ve en ulu zamanı bu suretle başladı. (Kavgam, Bölüm. 4)

Fransa ve Belçika ’da, 16. Bavyera Yerine Geçen Kimse Alayı karargahında haberci olarak faal hizmette bulunan ve düşman ateşine maruz kalan Hitler, yan diğer askerlerin tersine yemeklerden veya şiddet koşullardan asla şikayet etmedi. Bunun yerine sanat ya da tarih hakkında konuşmayı seçim eden Hitler, ordu gazetesi için bir takım karikatürler ve eğitsel çizimler de yaptı. Görevini yaparken oysa sürati ve başarısı nedeniyle ilki aralık 1914 ’de İkinci Derslik Demir Haç (Iron Cross, Second Class) ve diğeri de ağustos 1918 ’de ve er düzeyindeki bir askere nadir olarak verilen bir övünç olan Birinci Sınıf Demir Haç (Iron Cross, First Class) olmak üzere iki askeri nişan aldı.

Hitler alayı ayrılmak istememesine rağmen, yine de ‘önderlik özelliklerinin yeteri çerçevede olamadığı ’ gerekçesiyle rütbesi yükseltilmedi. Bazı kaynaklara tarafından ise yükseltilmemesinin belli başlı nedeni Alman vatandaşı olmamasıydı. Alay karargahındaki atama mevkisi çokça tehlike içermesinin yanısıra ona sanat çalışmalarını sürdürmesi için de süre veriyordu. Ekim 1916 ’da Fransa ’nın kuzeyinde bacağından yaralanan Hitler, mart 1917 ’de ön saflardaki görevine geri döndü. Hitler, düşman ateşiyle yaralanması sebebiyle benzer yıl Gazi Nişanı aldı.

15 ekim 1918 ’de savaşın sona ermesinden kısa bir süre önce, Hitler zehirli gaz saldırısından nedeniyle geçirdiği geçici körlük sebebiyle, savaş meydanındaki askeri hastaneye götürüldü. David Lewis ve Bernhard Horstmann gibi bazı psikologlara göre ise bu geçici körlüğün sebebi geçirdiği bir histeri kriziydi. Hitler, hayatının amacının Almanya ’yı kurtarmak olduğuna tamamen ikna olmuştu.

Uzun zamandır Almanya ’ya hayran olan Hitler, hala Alman vatandaşı olmamasına rağmen savaş esnasında da ihtiraslı bir vatansevere dönüştü. Alman ordusu hala düşman topraklarını tutmaktayken, kasım 1918 ’de Almanya ’nın teslim olmasıyla şoka uğradı. Birçok Alman milliyetçisi gibi o da savaş alanında yok masada yenilmelerini tasvir eden ‘sırtından bıçaklandığına inandı. Buna neden olan politikacılar sonra ’Kasım Suçluları ’ olarak adlandırıldılar.

Versay Antlaşması, Almanya ’yı dağıtılmış topraklardan mahrum bırakırken, Rhineland ’i askeri güçlerden temizledi ve zorlu hesaplı yaptırımlar yükledi. Antlaşma aynı zamanda da Almanya ’yı, Büyük Savaş ’ın tüm dehşetinin suçlusu ilan etti ve miktarı belirlenmemiş bir tazminat yükümlülüğü getirdi. Sonrasında, miktar (Dawes Plan), (the Young Plan) ve (the Hoover Moratorium) antlaşmalarıyla her zaman revize edildi. Mukavele, Almanlar kadar aşağılanma olarak görülen, bütün suçun kendilerine yüklenmesinin yanında, silahlı güçlerin hemen hemen tamamının kaldırılması, hava gücü ve denizaltılar olmadan, sadece 6 savaş gemisine ve silahlı araçları olmayacak 100.000 karakter bir orduya izin verilmesi gibi ağır hükümler içeriyordu.

Bu antlaşma, hem sosyal hem de politik koşullar açısından Hitler ve partisinin (National Socialist Party) kendilerine baskı arayışı esnasında epeyce kayda değer bir faktör oldu. Almanya ’yı ayağa uyandırmak için, antlaşmanın Kasım Suçluları göre imzalanmasını kullanmaya karar verdiler ve Paris Konferansı sırasında fazla az tercih hakları olmasına karşın, onları günahkeçisi yaptılar.

1. Dünya Savaşı ’ndan sonra Hitler orduda kaldı ve Münih ’e döndü. Burada (sonraki demeçlerinin aksine) öldürülen Bavyera Başbakanı Kurt Eisner ’in cenaze yürüyüşüne katıldı. Münih Sovyet Cumhuriyeti ’nin (Munich Soviet Republic) kaldırılmasından sonradan Bavyera Reichswehr Grubu Karargahında, Eğitim ve Propaganda Bölümü (Education and Propaganda Department (Dept Ib/P) of the Bavarian Reichswehr Group) göre organize edilen ve Yüzbaşı Karl Mayr ’ın ‘sosyal fikir ’ kurslarında yeraldı. Bu grubun anahtar amacı, savaşın patlak vermesi ve Almanya ’nın yenilgisi için bir günah keçisi yaratmaktı. Günah Keçileri, uluslararası Musevi halkı, koministler ve parti çemberi dışındaki politikacılar kabul edildi. Bunlar bilhassa de Weimar Koalisyon (Weimar Coalition) partilerindekiler ve ‘Kasım Suçluları ’ olarak anılan politikacılardı.

Temmuz 1919 ’da askeri organizasyon (Reichswehr) içerisindeki İstihbarat Birliği ’nde çalışmak üzere, polis casusları atadı. Bu casusların amacı, diğer askerleri benzer fikirlerle etkilemek ve imkanlar dahilinde bir sosyalist olması düşünülmüş Alman İşçi Partisi (German Workers’ Party (DAP)) adındaki minik partiye sızmayı mümkün kılmaktı. Hitler, bu denetim esnasında politikacı Anton Drexler ’in, toplumun bütün üyelerinin karşılıklı dayanışmasıyla ve sosyalizmin Yahudi karşıtı bir versiyonu olup, dinç, aktif bir hükümeti onaylayan ve anti-semitik, milliyetçi, anti-kapitalist ve de Marksizm karşıtı fikirlerine hayran kaldı.

Burada hem partinin ilk kurucularından ve sıcacık Thule Society ’nin de üyesi olan, Dietrich Eckart ’la da tanıştı. Eckart, Hitler ’in akıl veren oldu. Onunla fikir alış-verişlerinde bulundu, ona nasıl giyinmesi ve nasıl konuşması gerektiğini öğretti ve ve onu geniş bir çevreye tanıttı. Hitler ona teşekkürünü kitabının ikinci bölümündeki övgüleriyle yaptı.

Ordudan mart 1920 ’de tahliye olan Hitler ve eski üstleri, böylelikle parti aktivitelerinde tam zamanlı yeralmaya başladılar. 1921 ’in başlarında Hitler, konuşmalarıyla çok geniş kitlelerin önünde bile son derece etkin ülkü geldi. Hitler, şubat ayında Münih ’te takriben 6 bin kişilik bir kalabalığın önünde konuştu. Merkezi Münih ’de olan partinin amacı Yahudi toplumunu ortadan kaldırmaktı. Bir vakit sonra Hitler ’in parti içindeki gücünün arttığını görebilen yöneticilerin onu dikte eden kimse tavırları yüzünden eleştirmeleri nedeniyle 11 temmuz 1921 ’de partiden istifa etti. Lakin Hitler ’in yokluğunun partininsonu olduğunu farkeden yöneticiler onu baştan çağırdılar v ebu kez başkan olarak geri dönen Hitler, gücünü başta arasında kurucu üye Anton Drexler ’in de olduğu dargın kurul üyelerini bastırdı. Bunun üstüne komite geri çekildi ve Hitler ’in istekleri parti içinde oya sunuldu ve Hitler 1 ’e karşısında 543 oy aldı. 29 Temmuz 1921 ’de Partinin lideri (Führer) bildiri edildi ve adını Nasyonel Sosyalist Alman İşçiler Partisi (National Socialist German Workers Party – NSDAP) olarak değiştirdi.

1924 ’de hükümeti devirmeye çalışan lakin bunda başarılı olamayan ve geri döndüğü sırada intiharı düşünen Hitler tutuklandı. Birahane Olayı adı bahşedilen bu eylem sebebiyle yargılandı ve 1 nisan 1924 ’de 5 sene hapis cezasına çarptırıldı. Bu dönemde Kavgam adlı kitabı yazan Hitler, 20 aralık 1924 ’de insanlar için tehlike oluşturmadığı gerekçesiyle özgür bırakıldı.

Serbest kalmasının ardından Almanya ’daki politik etraf sakinleşmiş, ekonomi iyiye gitmeye başlamıştı. 1928 ’de 12 milletvekili ile parlamentoya giren Partisi, 1929 Dünya Idareli Krizi ’nin gerisinde 1930 seçimlerinde oyların %18 ’ini alarak 107 milletvekiliyle parlementoya girdi. 31 Temmuz 1932 ’deki genel seçimde oyların %37 ’sini alan Nazi Partisi ocak 1933 ’de Katolik Merkez Parti ile bir koalisyon hükümeti kurması nedeniyle, Cumhurbaşkanı Paul von Hindenburg göre başbakan olarak atandı. Katolik Merkez Parti ile anlaşma sağlanamayınca Hitler, Milliyetçi Parti ’nin desteğiyle yeni bir genel seçime gitmek istedi.

Farklı Alanlara Yönlendirilmiş endüstri ve finans kuruluşlarından büyük parasal destekler alarak ve devletin olanaklarını da kullanarak büyük bir seçim kampanyası yürütmesinin yanısıra, 27 şubat 1933 ’de Reichstag ’ta meydana çıkan yangının ardındaki Cumhurbaşkanı Hinderburg ’a anayasanın birey hak ve özgürlükleriyle ilgili maddelerini ortadan kaldıran bir kararname imzalatan Hitler, kendi partisi ve Milliyetçiler dışındaki bütün partilerin yayınlarını ve seçim çalışmalarını da durdurttu. 5 Mart 1933 günü yapılan seçimin sonunda oyların %44 ’ünü bölge Nazi Partisi, hemencecik ertesi gün parlamentodan “Reichstag ’ın bütün yetkilerini dört yıl zaman ile kabineye devrettiğini” söyleyen bir yetki kanunu çakarttı.

23 Mart 1933 ’de ise “Halkta ve Almanya ’daki Sıkıntının Kaldırılmasına Dair Kanun” (Gesetz zur Behebung der Not von Volk und Reicht) adı aşağı bir yetki tasarısının kabul edilmesini sağlayarak yürütme ve yasama erklerini eline aldı. Diğer partileri yasaklayan Hitler, yaptığı propagandalarla ve ikna kabiliyetini sayesinde bütün Alman halkını Nazi bayrağı aşağıda birleştirdi ve kendisini, Almanyanın büyük lideri ilan etti. Alman ekonomisini kalkındıracağını sözünü savaş hazırlığı yaparak tutan Hitler, iş sahası oluşturdu ve büyük otobanlar inşa ettirdi.

Tüm halkı Alman ırkının üstün millet olduğuna inandıran Hitler, ülkedeki Yahudileri ve öteki azınlıkları hedef olarak gösterdi. Bunun üstüne önce ülke genelinde sonra da 2. Dünya Savaşı boyunca işgal edilen tüm topraklarda yaklaşık 5.5 milyon Yahudi ve yarım milyon çingene öldürüldü. Hitler, Alman ırkını iyileştirmek adı aşağıda binlerce zihinsel engelli insanı da öldürttü.

Hitler tüm Almanca konuşan insanları bir çatı aşağıda toplamak amacıyla önce Avusturya’yı, sonradan Çekoslavakya ve Polonya‘yı işgal etti. Bu işgallerin sonucu olarak Batı Avrupa ülkelerini ve Rusya’yı karşısına aldı. Savaşın fazla geniş bir cephede yapılıyor olmasının yanısıra; tarihçilere göre Almanya ’nın, Napolyon‘un yaptığı hatayı tekrarlayarak Rusya’ya kış mevsiminde savaş açması ve sonra A.B.D.‘nin de savaşa dahil olması onlara yenilgiyi getirdi.

1944 ’ün sonunda Kızıl Ordu, son Alman güçlerini de Sovyetlerden temizledi ve Avrupa ’nın merkezine ilerlemeye başladı. Batı güçleri de Almanya ’ya atak etmekteydi ve Almanya, savaşı askeri açıdan kaybetmiş durumdaydı. Ama Hitler, düşman güçlerle hiçbir antlaşmaya yanaşmadı ve kalan Alman askeri gücü, savaşmaya devam etti ve aynı zamanda katliamı da sürdürdüler.

Nisan 1945 ’de teğmenleri, Sovyet güçlerinin Berlin ’e yaklaştıklarını kendisine bildirmesine ve Bavyera ’ya veya Avusturya ’ya uçmasını önermelerine rağmen, Berlin ’de kaldı. Buarada SS lideri Heinrich Himmler, kendi başına Almanya ’nın anlaşmaya hazır olduğunu bildirdi ve Hermann Göring ise Bavyera ’dan Hitler ’e, o Berlin ’de sıkışıp kaldığına göre artık kendisinin Almanya ’nın liderliğini sürdürebileceğine dair bir telgraf gönderdi. Hitler ise her ikisini de partiden attırdı ve onları vatan haini duyuru etti.

30 Nisan 1945 ’de Sovyet güçleri ayrıntılarıyla içerilere girip bundan böyle cadde sokak Hükümet Başkanlığı ’na yaklaştığında, Hitler bulunduğu başmerkezde (Führerbunker) kendi kafasına bir kurşun sıkarak intihar etti. aynı zamanda bir miktar siyanür içtiği anlaşılıyordu. Hitler ’in ve 1 gün önce evlendiği Eva Broun ’un cesetleri yardımcıları göre bir bomba kraterine konularak benzinle yakıldı ve Hitler ’in isteğiyle köpeği Blondi de zehirlenerek öldürüldü. Arkasından da Führerbunker bahçesine gömüldüler.

Rus güçleri içeri girip cesetleri bulduğunda ise diş kayıtlarıyla yapılan otopside teşhis edilen Hitler ’in ve Eva Braun ’un cesetleri, bir değişiklik türbe haline gelmelerini durdurmak için bir vakit dolaştırıldıktan daha sonra, gizli Sovyet departmanı SMERSH kadar Magdebug ’daki yeni başmerkezlerinde gömüldü. 1970 ’de tesisin Doğu Almanya ’ya devri sırasında ise kalanlar mezardan çıkarılarak en ince ayrıntısına kadar yakıldı ve külleri Elbe Nehri ’ne döküldü.

Hitler ’in ölümün ardından yıkıma devam etmeleri için emirler bırakmış ve vasiyetnamesinde öteki Nazi liderlerini görmezden gelerek Grand Admiral Karl Dönitz ’i Almanya Başkanı, Goebbels ’i de Başbakan olarak göstermişti. Buna karşın Goebbels ve eşi Magda 1 Mayıs 1945 ’de intihar etti.

Almanya ’nın 2. Dünya Savaşı ’ndan yenik çıkmasıyla ve 12 yıl süren Hitler iktidarının arkasından Hitler, Nazi Partisi ve Nazizmin sonuçları bütün dünyada fena kabul edildi.