Adnan Yücel biografisi
Adnan Yücel, “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek” şiiriyle tanınmıştır.
Adnan Yücel, 27 Mart 1953 tarihinde Elazığ‘ın Dilek köyünde bir karayolları işçisinin oğlu olarak doğmuştur. İlkokulu köy ilkokulunda, orta ve lise öğrenimini ise Elazığ‘da okudu. Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden 1975 yılında mezun oldu. Benzer yıl Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Hoş Sanatlar Enstitüsü’nde yüksek lisansına başlayan Adnan Yücel, bu vakit içerisinde Ankara‘da değişik devlet okullarında ve kolejlerde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yaptı.
Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Hoş Sanatlar Enstitüsü’nde yüksek lisansını tamamladıktan sonradan 1975-1987 yılları arasında Elazığ Karakoçan Lisesi, Ankara Yenişehir Lisesi, Ankara Yıldırım Bayezid Lisesi ve Ankara Cumhuriyet Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği görevlerinde bulundu.
Adnan Yücel, sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne devam etmiş fakat tamamlayamamıştır. 1987 yılından itibaren Çukurova Üniversitesi‘nde öğretim görevlisi olarak Türk Dili derslerine girmiştir.
İlk şiiri “Ter Şiirleri” adıyla Yeni Adımlar dergisinde 1974 yılında yayımlandı.
Şiirleri Cumhuriyet, Yeni Demokrat Halkçı Gazetesi gibi gazetelerin yanı sıra1979 tarihinde Yurt Yayınları kadar basılan ilk şiir kitabı Kavgalara Sözlenen Sevda, özellikle toplumcu çizgideki edebiyat eleştirmenlerinin dikkatini çekmiştir.
Adnan Yücel‘in Şiir ve yazıları Türkiye Yazıları,Yazko Edebiyat, Anadolu Ekini, Dönemeç Pozitif Oluşum, Evrensel Kültür, Petek, Sanat Emeği, Fiziki, Söylem, Yapıt, ve Yeni Vaka gibi dergilerde yayınlandı. Bir Takım şiirleri Hollandaca’ya çevrildi.
Türk dili ve edebiyatı üzerine farklı alanlara yönlendirilmiş makaleleri ve bildirileri olan Adnan Yücel‘in 1993 yılında Altın Kitaplar Yayınevi tarafından yayınlanan Karacaoğlan, Yaşamı, Sanatı, Kişiliği ve Şiirleri isimli detaylı bir araştırma eseri vardır.
Türkiye Yazarlar Sendikası, PEN, Edebiyatçılar Derneği, Çukurova Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği üyesi idi.
Eserleri aralarında en çok ilgiyi, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek isimli tek ve uzun bir şiirden oluşan kitabı görür. Bu eserin toplamda yedi baskısı yapılmıştır. Adnan Yücel’in şiiri, ayrıca Ilginç akımından keza de toplumcu realist şairlerden -özellikle Nazım Hikmet ve Hasan Hüseyin Korkmazgil‘den- etkiler taşımaktadır. Millet dilinden beslenen şiirlerinde en kayda değer üç temel yapı taşı: ritim, ezgi ve imge olarak belirlenebilir. Adnan Yücel’in imgelerinde, bilhassa Çukurova’yı ön plana çıkardığı açıkça görülmektedir.
Adnan Yücel, yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak 24 Temmuz 2002 tarihinde Çukurova, Adana‘da 49 yaşında ölmüştür.
Şiir kitapları :
1979 – Kavgalara Sözlenen Sevda
1982 – Soframda Kaval Sesi
1984 – Bir Açlık Bir Türkü
1985 – Acıya Kurşun İşlemez
1986 – Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Kadar
1989 – Rüzgarla Bir
1991 – Ateşin ve Güneşin Çocukları
1993 – Çukurova Çeşitlemesi
1998 – Sular Tanıktır Aşkımıza
Acının Rengi
Acıya Kurşun İşlemez
Ay Işığında
Yeryüzü Aşkın Yüzü (Şiir)
Aşksız ve paramparçaydı yaşam
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Aşk demişti yaşamın bütün ustaları
aşk ile hoşuna gitmek bir güzelliği
ve dövüşebilmek o çekicilik uğruna.
işte yüzünde badem çiçekleri
saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
sen misin seni sevdiğim o kavga,
sen o kavganın güzelliği misin yahut…
Bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bin kere budadılar körpe dallarımızı
bin defa kırdılar.
yine çiçekteyiz işte yeniden meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kere ölümlediler
tekrar doğumdayız işte, tekrar sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o ağız dalaşı
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Geçtiğimiz o birincil nehirlerden beri
suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
yağmura susuz sabahlarda çoğalırdık
törenlerle dikilirdik burçlarınıza.
türküler söylerdik daima aynı telden
benzer sesten, benzer samimi
dağlara biz verirdik morluğunu,
az önce böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz…
Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne
ne tan atışı doğumların sevincine
ey bir elinde mezarcılar yaratan,
bir elinde ebeler koşturan doğa
bu seslenişimiz yalnızca sana
yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini
bitmedi daha sürüyor o tartışma
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya değin!
Saraylar saltanatlar çöker
kan susar birgün
acımasızlık biter.
menekşelerde açılır üstümüzde
leylaklarda güler.
bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bundan başka yarınlar için direnenler…
Şiirler doğacak kıvamda yeniden
duygular her yerde yağacak kıvamda.
ve kalp,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
ey herşey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
demin elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o tartışma
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya değin!